Babam ne yaralıydı ne de ölü?!.

A -
A +
“Ben o sırada çardakta oturuyordum. Akşam karanlığı basmak üzereydi. Bir tüfek sesi duydum!..”
 
Çocukluğumun anılarını aradan belki yarım asır geçse bile hâlâ eski tazeliğinde anmakta bazıları aklıma geldikçe, daha dün yaşamış gibi ürpermekteyim...
Ben dört yaşlarındaydım… Bir sonbahar akşamıydı… Babam Akseki’ye bağlı köyümüzdeki, tarlalara ektiğimiz ürünleri yabani hayvanlardan korumak ve onların yuvalanmalarının önüne geçmek için tarlanın kenarındaki çalılıkları keserken, orman askerleri görür. O devirde, ormanları koruma görevini askerler sağlamaktaydı ve onlara “Orman Askeri" denilirdi. Şimdi kırsal kesimde jandarmanın polislik görevi üstlendiği gibi onlar görev yapıyordu.
Ben o sırada çardakta oturuyordum. Akşam karanlığı basmak üzereydi. Bir tüfek sesi duydum. Ardından çığrışmalar, bağrışmalar oldu. Herkes babamın çalı kestiği tarlaya doğru koşmaya başladı. Sesler gittikçe çoğaldı:
"Osman Ahmeti yaralanmış!”
“Hayır ölmüş!" seslerini duyuyordum.
“Osman Ahmeti” babamın lakabıydı. Bunu duyunca ben de ağlamaya başladım. Bir taraftan da babamın bulunduğu tarlaya doğru, düşe kalka koşmaya başladım.
Babam ne yaralıydı, ne de ölmüştü. Fakat ortadan kaybolmuştu. Peki babam neredeydi? Nerede olacak Orman Askerlerinden kaçmıştı. Ama o gece babam korkusundan eve gelmedi. Belki biz yattıktan sonra gelmişti ve de sabah erkenden işe gitmişti...
Babam o ateşten kurtulmuştu ama devletin adamlarından kurtulamamıştı. Ve babamı “çalıları kesmeden dolayı” mahkemeye verdiler.
Bir çalı kesme deyip geçmeyin… Orman mevzuu bu... Mahkeme uzun yıllar sürdü. O yıllarda köyden Akseki'ye hem yol yoktu hem binek araç yoktu. Zavallı babam yaz kış, duruşma günlerinde, tam kırk kilometre yolu yürüyerek, köyden Akseki'ye gitti geldi. Sonunda aklandı ama hepimiz babama bir şey olacak diye çok büyük korku ve üzüntü içinde yaşadık. İnanın o üzüntülü günler, çocuk beynimin derinliklerine kazındı. Aradan elli yıldan fazla zaman geçti ama hatırladıkça hâlâ dün gibi, taptaze canlanır...
1950 yıllarındaki iktidar değişikliğinden sonra, ormanları koruma görevi şimdi Orman Koruma Memurlarına verildi. Koruma Memurları tabanca taşırlar. Hâlbuki ilk yıllarda mavzer taşırlardı. Orman Koruma Memurları ile ilgili bir başka anımı daha aktarmak istiyorum... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.