"Enişte çıldırdın mı sen!.."

A -
A +
"Gelin eniştesinin bir çılgınlık yapabileceğini düşünür ama alnına silah dayanacağını ne bilsin?..”
 
Eniştesi gözü dönmüş hâlde mutfağa girse de evin gelini rahatsız olmaz. Çünkü aynı avluda yaşayıp aynı sofrada yemek yedikleri için eve girip çıkarken rahatsız olunmaz. Zaten kız kardeşiyle evli olduğu için hem eniştesi hem ağabeyiyle evli olduğu için de kayınbiraderidir.
Kayınbirader açlıktan gözü dönmüş hâlde mutfağa geçip burcu burcu kokan et yemeğini koklarken ellerini ovuşturur:
-Ooo bu etler de neyin nesi baldız?
-Kayınbabam getirdi. Tütün ekiminin sonuna gelinmiş. İşçilere yemek verecekmiş de…
Kayınbirader, etin nefis kokusuna dayanamaz. Zaten açlık zirveye çıkmış sinirleri gerilmiştir. Alnından boncuk boncuk ter damlamaktadır. Der ki baldızına:
-Öyle acıktım ki duramıyorum. O pişen etten şöyle bir tabak doldur da karnımı doyurayım.
Gelin, hem eniştesinin zararına olacağını düşündüğü için hem de işçiler et yetmezse kayınpederinden azar işiteceği için der ki:
-Enişte, kayınbabam tembih etti. “Kesinlikle kimseye verme! İşçilere yetmezse mahcup oluruz” dedi. O bakımdan veremem. Ben sana iki dakikada başka bir şey hazırlayayım.
Kadıncağız böyle söylemesine söyler ama karşısında sabırsız olduğu kadar öfkeli bir adam açlıktan gözü dönmüş durumdadır.
-Sana ne bana dokunup dokunmayacağı!.. Sen bana bir tabak vereceksin. İşte o kadar...
Gelin, kayınpederinden işiteceği azarı iyi bildiği için çekinir: “Hayır enişte kusura bakma veremem.”
Ama enişte vazgeçecek gibi değildir. Bir tabak kaptığı gibi tencereye yürür. Fakat olacak ya işte. Gelin hanım da sorumluluk duygusuyla eniştesine sakın ola ki tencereye yaklaşmamasını söyler.
Konu "alırdın-alamazdın" konumuna gelmiştir. Derken açlıktan gözü dönmüş kayınbirader öfkeyle haykırır:
-Ben de o eti almazsam… Görürsün az sonra!
Mutfaktan çıkar gider… Gelin eniştesinin bir çılgınlık yapabileceğini düşünür ama bir tabak et için alnına silah dayanacağını ne bilsin?
Kayınbiraderi, elinde tabanca ile mutfağa dalar. Gözleri yuvalarından fırlamıştır. Sinirleri iyice gerilmiş, burun delikleri öfkeden açılıp kapanmaya başlamıştır:
İki çocuk annesi ve üstelik hamile olan zavallı geline tabancayı doğrultur. Kadın şaşkınlık içinde haykırır:
-Enişte ne yapıyorsun! Çıldırdın mı sen?
Cevap çok acımasızdır:
-Eğer o etten vermezsen, gözümü dahi kırpmadan vururum seni! Şakam yok vururum!
-Abi!

-Çabuk! Doldur şu tabağa eti! Çabuk! Ne diyorsam onu yap! DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.