Giderken de dönerken de ağlarsınız...

A -
A +
“Böyle dağ bayır dolaşacaktım da niye ardına düştüm senin” diyerek evlendiğine bile pişmanlık duydu!..
 
Hatıratını zevkle okuduğum dönemin Maden ilçesi Kaymakam Vekili Turan Eren’in eşi Semra Hanım hâkimlik stajını tamamlayıp Hakkâri’ye atanır. Biraz üzülse de kararlılıkla şikâyet etmeden gideceklerdir... Derken o günlerde Kaymakam Vekili Turan Bey görevli olarak Ergani’ye gider. İlçenin kaymakamı gitmiş yerine henüz kaymakam gelmemiştir. Jandarma Üsteğmeni vekâleten bakmaktadır.
Maden Kaymakam Vekili Turan Bey, üsteğmen ile tanışır. Sohbet sırasında, eşinin Hakkâri’ye atandığını öğrenince üsteğmen gülümseyerek sorar:
“Herhâlde üzülmüşsünüzdür!”
“Doğrusu üzüldük...”
“Size bir şey söyleyeyim mi?"
“Buyurun Üsteğmenim?”
“Ben Ergani’ye Şemdinli’den geldim. Yani Hakkâri’den… Eşim de İstanbul Üsküdar doğumlu. Ve İstanbul dışına ilk kez benimle çıkıyordu. Hakkâri’ye tayinimden kısa bir süre önce evlenmiştik. Eşime dedim ki:
-Benimle Şemdinli’ye gelir misin, İstanbul’da kalır mısın?
-Sen nereye, ben oraya… İyi günde kötü günde hep seninle olacağım, dedi... Bunun üzerine birlikte gittik Şemdinli’ye. Kalacağımız lojman, şehrin biraz dışındaydı ve düzgün bir yolu yoktu. Askerler eşyamızı taşırken, eşimle birlikte lojmanlara doğru yürümeye başladık. Ayağındaki topuklu ayakkabılarla öyle bir yolda yürümesi mümkün değildi. Yürüyemeyince ilk sızlanma başladı:
-Nereden geldim buralara? diye… Hatta bir ara, 'Böyle dağ bayır dolaşacaktım da niye ardına düştüm senin' gibi evlendiğine bile pişmanlık duyar gibi oldu. Askerlerin yanında konuyu uzatmadım. Bir ara dönüp geriye baktım. Ayakkabılarını çıkarıp eline almış öyle yürümeye çalışıyordu. Gözyaşlarını sildiğini görünce içim burkuldu..."
"Eee sonra?”
“Şemdinli’de iki yıl kaldık. Tayinimiz Ergani’ye çıkınca, eşim yine üzüldü.”
“O niye peki?”
“Alışmıştım ben buraya. Kalsak daha iyiydi” dedi. Eşyaları toplarken, bir ara kayboldu. Evde yatak odasının kapısının kapalı olduğunu gördüm. İçerideydi. Kapıyı açıp onu gördüğümde gözyaşlarını siliyordu.
“Sen ağlamak için mi bu odaya kapandın?” dedim.
“Ne yapayım! Senin yanında ağlamak istemedim.”
Gelirken de ağladın, giderken de ağlıyorsun, diye dalga geçmemen için böyle yaptım” dedi. Yani, Hakkâri ve çevresi öyle muhteşem bir yer ki, insan giderken de ağlıyor, oradan dönerken de…
           Hüseyin Erkan-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.