Bu mektup da Almanya'dan…

A -
A +
“Benim gençliğime benzeyen, hiçbir şeyin farkında olmadan oradan oraya savrulan gençler var…”
 
 
Ben 13 yaşından beri evde babam ve annemin ailevi sorunları yüzünden alamadığım sevgiyi, ilgiyi dışarıda aramaya başladım. Bir de baktım ki kendimi gayrimeşru âlemde buldum.
14 yaşındaydım dayıma uyuşturucu kuryeliği yapıyordum. 15 yaşımda ilk vukuatımı islemiştim; tahsilattan adam yaralamak. “Aslan yeğenim!”, “deli oğlan”, “gözü kara yeğenim”, “vârisim benim” diyerek dolmuşa bindim. Kendimi bir şey sandım. Seviliyor, sayılıyor adam sandım kendimi. Oysa ayağımın altına sabun konulmuş. Geleceğimin çıkmaz yolu çiziliyormuş da farkında değilmişim.
Derken suç makinesine dönüştüm. İlgiyi, saygıyı burada aradım. Bir ara etnik köken sebebiyle beni pohpohlayanların gazına gelip terör yandaşı derneklere bile hizmet ettik…
19 yaşımda ayıktım. İdeolojinin menfi çıkarlar üstüne kurulduğuna, kardeşi kardeşe vurduran, onun kanıyla sevinen dış güçlerin ülkemize, vatanımıza karşı kullanılan ayakçı takımı olduğumu anladım. Oradan kurtulacağım derken karşıt bir derneğe savruldum. Vatan millet din aşkına derken orada da anormal işlere sürülmeye başladığımı hissettim.
Bu arada üç çocuğumu bir kenarda unutup bu yollarda dolaşırken başkasıyla sevda tutmuş iki çocuk da ondan yapmış sonra da terk edilmişim. Elde var beş çocuk iki de boşanmış eş… Ben ise hâlâ sevgiyi saygıyı dışarıda parada şöhrette, nam yapmakta arıyorum.
Vah ki vah bana… 13 yaşında oradan oraya savrulduğum karanlık dehlizlerden bugün 43 yaşıma geldiğimde fark ediyorum ki sevgiyi Allah’ta, ilgiyi evlatlarında, şanı şöhreti de seni seven ve akşama kapıda yolunu gözleyen yuvandaki hanımında aramalısın… Ve böyle bir eşe sahip isen yatıp kalkıp Allaha şükretmelisin…
Ve… Hayatımda ilk defa Allah aşkı bu kadar içimde nur oldu bende… Vatan sevgisi ilk defa bu kadar içten ve anlamlı oldu… Evlatlarımın ve eşlerimin hasreti yüreğimi dağlıyor her geçen gün… Yaptığım hataların acısı çok büyük… Günahlarımın acısını vicdan azabı olarak çekiyorum…
Yaşadıklarımın, binde birini anlatamadım ama inanın hep ilgisizlikten, cahillikten, dinimi tarihimi, kültürümü öğrenemediğimden bu kadar yanlış yollara düştüm… Dönüp arkama bakmaktan korkuyorum… Ben kendimi kurtardım inşallah… Ama yalvarıyorum… Burada, yüzlerce genç var… Bu gurbetin sahipsizliğinde eriyip gidiyorlar… Yayınlarınıza o kadar ihtiyacımız var ki…
                         Abone Servisi-İsmail Arıcan/Starkenburgstraße 7-9 D-64546 Mörfelden-Walldorf/ abone@turkiyegazetesi.de
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.