Ah o kulak ağrılarım!..

A -
A +
“Ninem gariban, çaresiz elinden bir şey gelmiyor, o da babama söylüyordu. Ama babamın oralı olduğu yoktu...”
 
 
Posof’a giderken düşüp kalça kemiğini kıran ve evde yatağa mahkûm olan dedemin bakımını aile fertlerinin hepsi birden üstlenince kimseye yük olma gibi bir durum oluşmuyordu. Ev halkı çok kalabalık olduğu için dedeme en iyi şekilde bakıyoruz, bir dediğini iki etmiyoruz...
Bir de ninem vardı, yani babaannem… Ben onu, o da beni çok severdi. Beni yanından hiç ayırmazdı. Nereye gitse ne yapsa beni hep yanında götürürdü. Hatta gece bile beni yanına yatırır, beraber uyurduk. Bana hep en güzel şeyler yedirir, her akşam masallar anlatırdı...
O zamanlar köyümüzde elektrik, su, yol, vasıta hiçbir şey yok, sadece bir okul vardı ve biz bütün ihtiyaçlarımızı yaya olarak 6-7 saat süren ilçemize giderek oradan sırtımızla getirdiğimiz malzemelerle karşılardık. En çokta ihtiyaç duyulan şey gazyağı, şeker, tuz ve bez oluyordu. Büyüklerimizin çektiği sıkıntıyı anlatmamıza imkân yok sanıyorum...
Ben 5-6 yaşlarındaydım. Daha okula bile gitmiyordum. Bazı günler oyun oynarken veya ninemin peşinde gezerken bazı küçük rahatsızlıklarım oluyordu ancak onlara pek aldırdığım olmuyordu. Derken son günlerde sağ kulağım ağrımaya başlamıştı. Birkaç gün sonra ağrıyla beraber sağ kulağımdan akıntı da gelmeye başlayınca korkmaya başladım. Ağrı ve akıntılar özellikle geceleri daha çok artıyor, dayanılamayacak hâle geliyordu. Geceleri ağlayarak uyanıyor “nine benim kulağım çok ağrıyor” diye bir şeyler yapmasını istiyordum. Ninem gariban, çaresiz elinden bir şey gelmiyor, o da babama söylüyordu. Ama babamın oralı olduğu yoktu:
“Geçer bir şey olmaz” diye geçiştirip işine devam ediyordu...
Belki o da kendine göre haklıydı, çünkü köyde hastane, sağlık ocağı doktor ilaç ne arar ki? Hiçbiri yok. E mutlaka bir doktora gitmem gerek. O zaman da onca yolu bu iş güç zamanında yaya olarak kim bırakacak da beni kasabaya doktora götürecek? Hem “bu basit bir kulak ağrısı, nasıl olsa birkaç gün sonra geçer” diye önemsemiyor. Sağlığımız Allah’a emanet...
Günler geçiyor benim ağrı ve sızılarım azalacağı yerde daha da artıyor ve artık dayanılamayacak bir hâle geliyor. Ben ağrılara dayanamaz hâlde yürekleri sızlatacak derecede ağlarken ninem de çaresiz bir hâle geliyor o da benimle üzülüp gözyaşı döküyordu... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.