İşte size tarihî bir örnek...

A -
A +
“Ben ülkemde yaşananlar hakkında Başbakanımızın söylediklerine inanmak mecburiyetinde olan bir adamım...”
 
 
Bir seneden beridir devletin verdiği mücadele ve bu mücadelede devletine ve devlet adamına güvenmek, devletinin yanında olmakla ilgili yıllarını iş ve siyaset dünyasında geçirmiş rahmetli İbrahim Cevahir Ağabeyin tarihî hatırasıyla anlatmaya çalışacağım:
Geçmişte Trabzon’da Eskipazar ile Of arasında Rize yolu üzerinde bir çay fabrikası vardı. Bu fabrika, geçmişi Demokrat Partili olan dönemin Adalet Partililerince kurdurulmuştu. Onlar kendi bahçesinde topladıkları çayları 300-500 metre ile 1-2 km mesafeden fabrikaya kolaylıkla iletiyorlardı. Daha sonra ikinci bir fabrika kurulması gündeme geldi ama ikinci fabrikanın da yine oraya kurulması planlanıyordu. Ben bunu zamanın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay Paşamıza aksettirdim:
“Efendim şimdiki fabrika bari Of’un Solaklı Deresi’ne yapılsın. Çünkü diğer çay üreticileri çaylarını 25-30 km’den sırtlarında taşıyor. İkinci fabrika o yana olmalıdır. Ama Adalet Partisi ilçe teşkilatının istediği yer gene eski fabrikaya yakın bir yer...”
Hiç unutmuyorum. Cevdet Sunay, oturduğumuz yerden dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’i telefonla arayıp durumu özetleyerek ricada bulundu:
“O fabrikanın bu tarafa alınmasını rica etsem mümkün mü?”
Demirel’in telefondaki cevabı çok netti:
“Mümkündür Paşam, tamamdır...”
Biz de Sunay Paşaya teşekkür ederek ayrıldık... Aradan üç ay geçtiğinde gördük ki o fabrikanın ihalesi, Cumhurbaşkanının rica ederek istediği yere değil de yine Adalet Partisi ilçe teşkilatının istediği yere, diğer çay fabrikasının yanına yapıldı. O zaman Devlet Bakanı Adana Milletvekili olan İbrahim Tekin’di.
Sonra çok zaman geçmeden bu konudaki rahatsızlığımızı -Çaykaralılık ruhu ve tanışıklığım sebebiyle sık sık ziyaretine gittiğim- Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a bir daha arz etmek istedim:
“Sayın Cumhurbaşkanım Trabzon kamuoyunda 'Cumhurbaşkanı bu fabrikayı Solaklı Deresi’ne aldı' diye söylenmişti. Bunun gerçekleşmesinden çok size karşı kamuoyunda oluşturulan bu haksızlığa üzüldüm efendim.”
Bana çok fena kızdı:
“Beni tahrik etme!” dedi.
“Hayır Paşam, tahrik etmek için söylemedim.”
“O zaman beni dinle! Sizin yanınızda konuşmuştum. Başbakan söz vermişti. Bir ülkede Başbakanın söylediğine inanmayacaksanız, kimin söylediğine inanacaksınız?”
Dolayısıyla ben de ülkemde yaşananlar hakkında Başbakanımızın söylediklerine inanmak mecburiyetinde olan bir adamım...
           Emin Ceylan-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.