Doktoru kim öldürdü?

A -
A +
Merkez Karakol Komutanı Hüseyin Timurlenk: “Kaymakam Bey’im doktoru öldürdüler.”
 
Durumu gören vali, tekrar Sağlık Bakanlığı Müsteşarı’nı arayıp tayinin iptal edilmesini ister.
Tayinin iptal emri bir hafta sonra gelir. Kaymakam, “Madem bunu bize yaptırdın, sen de kulüpte içki içme, kumar oynama” diye uyarır yine. Söz verir doktor. Kapatma süresi dolunca açılan kulüpte, birkaç gün ne içki içilir, ne kumar oynanır. Ancak, bir iki hafta sonra yeniden başlar her şey. Kaymakam da, “Bu kez, süresiz kapatıyorum ve bir daha açmayacağım” der.
“Böylece her şey hallolmuş, sorun çözülmüş” müdür acaba? Bakalım: Üç gün sonra Jandarma Komutanı ne dese beğenirsiniz? “Efendim, bizimkiler Kulüp’ten umutlarını kesince, orman şefinin lojmanında kumar oynamaya başladılar.”
Kaymakam, şefii çağırır hemen. “Lojmanı mühürletirim!” diye ültimatom verince, şef, “Bir daha onları Orman Şefliği ile ilgili hiçbir yere almayacağına” söz verir.
Bu kez, “Dedek Köyü Muhtarı Süleyman’ın evini” mekân tutar bizimkiler. Muhtarı çağırır hemen Kaymakam. Öyle bir verip veriştirir ki, “Allah razı olsun Kaymakam Bey! Köycek de ailecek de öyle bıkıp usanmıştık ki! Bundan sonra, almam evime hiçbirini” der.
Jandarma takipte... Son haber şudur: “Kaymakam Bey, bizimkiler bu sefer de Karasu’nun kenarında söğüt gölgesine kurdular tezgâhı.”
Söğüt gölgesini de kapatıp mühürleyemez ya kaymakam!
Bir süre sonra kulüp yeniden açılır ama dur durak yoktur; bizimkilerde. Yine içki, yine kumar… Derken, bir gece yarısı, kapısı vurulur kaymakamın.
Merkez Karakol Komutanı Hüseyin Timurlenk, “Kaymakam Bey’im, kalk, doktoru öldürdüler” diye inlemektedir. Nasıl mı olmuş?
O gece yine içkiler içilip kumara oturulmuş. Doktor yine kaybedip parasını bitirmiş. Masadakiler, “Tamam, bu gece bu kadar” dedilerse de, doktor, “Hayır gitmeyeceksiniz, bana borç vereceksiniz” diye ısrarcı olmuş. Elektrikçi Ahmet Usta araya girip, “Millet mecbur mu seninle kumar oynamaya?” diye başlayan tartışma, karşılıklı küfürleşmeye dönmüş. Ahmet Usta da bıçağını çıkarıp doktorun kalbine saplayıvermiş.
Cenaze töreni çok kalabalık olmuş. Halkla ilişkileri çok iyiymiş; çünkü doktorun. Başsağlığı için doktorun evine gidildiğinde, Belediye Başkanı, “Kaymakam Bey, sizi dinlemedik. Doktorumuzu kendi elimizle öldürdük” der. Gerçekten de, doktoru öldüren Elektrikçi Ahmet Usta mı, yoksa?.. Hâkimler, asıl suçluları bulup sîgaya çekmişler midir acep?
              Hüseyin Erkan-Dilem Yayınevi/Bahçeşehir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.