Teşekkürler Hatice Hoca

A -
A +
 “Alman gazeteleri 7-8 yıldır, Chorweiler’de polislik olaylar olmadığını manşetten veriyordu”
 
“Köln’deki Türkiye” olarak nitelendiğimiz ve Türk nüfusunun yoğun yaşadığı, (İlk zamanlar “Harlem” diye anılan Chorweiler’e (Korvailer) 15 yıl önce, DİTİB’e bağlı cami açılmış ve 7 yıl önce Hatice Hoca ve eşi din görevlisi olarak atanmıştı.
Bu güzel iki insan aşk ile sevda ile gecelerini gününe katıp “bu gurbet mağdurlarını” (şefkat kanatlarını yerlere kadar sererek, ev ev dolaşarak ibadethaneye bağlamış, tabir yerindeyse, orayı anaokulundan üniversiteye, ihtisası da içine alan ilim yuvasına çevirmişti) 
Hafta sonu, 250-300 çocuk dinî eğitim alıyor, hafta içi gün boyu ve akşamları, semtin gençleriyle cami dolup taşıyordu.
Bir de Hatice Hoca'nın, haftada bir gün hanımlara, “kahvaltılı ev sohbetleri" vardı. Çünkü semtin camisine vesaitle (araçla) ulaşılıyordu. Hatice Hoca, bu sene 250 hanımı İstanbul ve Çanakkale gezisine götürmüş bir hafta boyunca otelde yatırmamıştı.
Alman gazeteleri 7-8 yıldır, Chorweiler’de “Polislik olaylar olmadığını ve bu nedenle semtin polislerini başka bölgelere atadıklarını" manşetten veriyordu. Ve bu haber Alman öğretmenlere tez konusu olmuştu. 
Diğer dinî kuruluşların idarecileri ve müdavimleri de onu seviyor, öve öve göklere çıkarıyordu.
Ben Chorweiler’den taşınmış, Köln-Nil’de oturmaya başlamıştım.
Ramazanda komşularımı görmek, beraber iftar açmak için tramvayla otobüsle camiye gittim. Yoruldum.
Üst kata, Hatice Hoca’ya uğradım. Toplanıyordu! Yani, kendinden sonra gelecek meslektaşına, evi, eşyaları tertemiz ve çiçekleri bakımlı bırakmak istiyordu. Kapılarında Hazreti Hatice, Hazreti Fatıma, Hazreti Ayşe, Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali yazılı, cennet misali sınıfları; caminin dört bir yanını muhterem eşiyle beraber pür ü pak (tertemiz) eylemişti.
Her gördüğü yerde saygı ve hürmetle elimi öpmüş hatırımı sormuştu. İlk olarak lojmana evine gitmiştim. 10 dakika konuştuk ve uyuya kaldım. Uyandığımda beni camiye indirdi. Yardım için gençleri görevlendirdi.
“Teravihe kalacak mısın?” deyince “gece kim götürsün?” der demez, “ben götüreceğim” dedi. Akşam iftar yemeğimi masama getirip ilgilendi. Teravihten sonra çocuğu ateşlenince, semtin gelinlerini görevlendirerek eve yolladı.
Bayramlaşmak için Chorweiler’e gittiğimde herkes: “Hatice Hoca'mız gitti. Onun için dua edin” diyor, onu aratmayacak bir hoca hanım gelmesini Allah’tan diliyordu.
Nurhan Ustabaş Hacıosmanoğlu - Köln/Almanya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.