Galiba bu işin şakası yok

A -
A +
“Siz çocuğu olanlar, çocuklarınızın doğum tarihlerini bir bir ezbere biliyor musunuz?”
 
Durduk yerde bu vekâletname işi nereden çıkmıştı? Bir de akıl sağlığı raporu için psikiyatriste gönderince içime bir sıkıntı geldi. Bu yaşta bir insana böylesi bir şey yapılır mıydı? Ben aklımın yerinde olup olmadığını bilmiyor muydum? Düşündüm o kadar yaşlı başlı insanlar milletvekili oluyorlar, holding yönetiyorlar nice kararlara imza atıyorlar; alıp satıyorlar. Bunlardan da hep akıl sağlığın yerinde mi diye yazı mı istiyorlar? Bu ne biçim kanun ne biçim yasa anlamadım?
Böyle düşüne düşüne kendimi yiyip bitirerek beklemeye başladım. Derken sıram geldi içeri girdim. Durumumu anlattım. Gayet kibar bir hanımefendiydi doktor. Kibar bir şekilde dikkatlice dinledi. Ben zannediyorum ki durumumu anlatınca bana bir kâğıt imzalayıp verecek.
Çünkü ben aklı başında ciddi bir adamım yani. Noter istedi diye belge alacağım. Yoksa benim aklımdan hiçbir şikâyetim yok.
Beni bir sürü testlere tabi tutacaklarını nereden bileyim. Tahlil tetkik yapılacağını öğrenince doğrusu daha bir canım sıkıldı. Deli kafam “çek git!” dedi içimden. Ama söz vermiştik bir yandan. Adamlar benden vekâlet bekliyor. Ya sabır… Yaptırdık testleri ve raporları…
“Sonuçlar öğleden sonra çıkar” dediler.
Ama Allah var, hemşiresinden hasta bakıcısına, hekimden laboratuvardaki görevlisine kadar hepsi kibar ve nazik insanlar. Süreç böyle demek ki…  Öğleden sonra üç ile dört arası sonuçları aldım doktor hanıma gittim tekrar. Evraklara bakmadı bile. Meğer aynı zamanda bilgisayarda da gözüküyormuş.
Şöyle ekrana bir göz attı ve bana döndü:
“Amcacım, şimdi üçer üçer yüzden geriye sayabilir misiniz?” dedi.
Başladım saymaya… 97, 94, 91… diye diye 67’e kadar geldim…
“Tamam yeter” dedi…
Ben yine öylesine sordu şimdi evrakı imzalayacak derken yeniden bir soru daha:
-Çocuklarının isimlerini ve doğum tarihlerini söyler misin?
Yani dikkatli bir baba olmasam söyleyemezdim. Siz çocuğu olanlar çocuklarınızın doğum tarihlerini ezbere söyleyin bakalım içinizden biliyor musunuz?
Anladım, bu işin şakaya gelir tarafı yoktu. Biraz öfkelendim ama belli etmeden saymaya başladım. Hepsinin doğum yılını saydım. Bu defa üç farklı kelime söyledi. Sonra konuyu başka şeylere getirip oradan buradan konuşmaya başladı. Ve birden tekrar yüzüme baktı:
“Demin sana söylediğim o üç kelimeyi hatırlıyor musun hangileriydi?” dedi. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.