“Biz kardeşiz, olur mu öyle şey?”

A -
A +
“Biz de bize kalacak olan elli bin liradan görümceme olan 18 bin beş yüz lira kart borcumuzu ödeyecektik.”
 
 
Yaşadığım bir olayı çok sevdiğim Türkiye gazetesi okuyucuları ile paylaşmak istiyorum. Bana bu gazeteyi sevdiren Bahargüz Hanımefendiye de teşekkürler ediyorum.
Benim 42 yıllık bir evliliğim var. Bu arada görümcemle hiçbir problemim olmadı. Birbirimizi hiç kırmadık. O beni çok sever ben de onu çok severdim.
Ufak bir emekli maaşı ile kendi yağımızda kavruluyorduk. Bu arada kocam da dünyanın en iyi insanı idi. Bundan 4 sene evvel hiç haberim yokken beyimin 18 bin 500 lira kredi kartı borcu çıktı. Ama benim hiç haberim olmamıştı. Şaşırdım. Yaşantımızda hiçbir değişiklik, ekstra harcama da olmamıştı. Beynimde şimşekler çaktı. Çünkü bin lira dahi ödeyecek gücümüz yoktu.
“Bu ne borcu?” diye sordum, net bir cevap alamadım.
Bu parayı ben yemedim kocam da yemedi, öyleyse bizim olmayan parayı kimler yedi, bilemedim. Biz zaten emekliyiz, bize göre bu para çok fazla nasıl ödeyelim?
Düşündük taşındık, eşimin İstanbul'daki ablasına durumu anlatıp ondan yardım istedik. Eşim telefon açıp görümcemle görüştü. O da “tamam ben gelince hallederiz” dedi.
Anneleri 91 yaşında ve hâlâ hayatta. Kadıncağızın bir evi var ve anne vefat edince evlatlara kalacak bu ev… Dolayısıyla “Annemin evi satılınca hissene düşen paydan bu parayı ödersin” dedi. Buluştular ve para ödendi.
Eşim 4 kardeşler. Yaklaşık 200-250 bin lira ederi olan evden, eşimin de payına en az 50 bin lira düşmüş olmayacak mı? Biz de bize kalacak olan elli bin liradan görümceme olan 18 bin 500 lira kart borcumuzu ödeyecektik.
Akşam oldu eşim eve geldi, “iş halloldu” dedi.
Ben de döndüm “resmî bir şey yaptınız mı?” diye sordum.
“Yok biz kardeşiz olur mu öyle şey?” dedi.
Meğer nasıl hallolduğunu yazının ilerleyen kısmında anlatacağım ikinci bir borç faciasıyla öğrendim. Geçen sene 2016’da İstanbul’da evli kızımın yanına ziyarete gitmişti eşim. Biz Anadolu insanları kışa hazırlık olsun diye turşular, salçalar, konserveler vs. hazırlarız. Eşim hep kızıma da götürür.
“Gelmişken bir de ablama uğrayım” demiş.
Borcumuzu ödeyen bu görümcem safra kesesi ameliyatı olmuştu. Eşim, ablasını telefonla aramış ama bir türlü ulaşamamış. Bu sefer erkek kardeşini arayınca kardeşi demiş ki:
“Abi ablam çok hasta”... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.