Kimseye söylemeyin olur mu?

A -
A +
 “El bebek gül bebek büyütülen bu kız üç seneden beri anasını biraz üzmeye başlamıştı.”
 
 
Elimde davetiye, düğün sarayına gidiyorduk. "Demek şu bizim Semra telli duvaklı gelin olacak öyle mi?"
Hepimiz, onun bebekken mahallemize nasıl geldiğini, nasıl büyütüldüğünü annesinin ne emekler verdiğini yakından biliyorduk. Bir an aklımdan geçti:
“Acaba oğlan tarafı da Semra'nın evveliyatını biliyor muydu?"
Yirmi sene öncesi geçti gözlerimin önünden. Kapı komşumuzdu Vahide Abla. Mutlu bir evlilikleri olmasına rağmen hiç çocukları olmuyordu. Kadıncağız bir çocuğum olsun diye gitmedik doktor, dolaşmadık diyar bırakmamıştı. Ama olmayınca olmuyordu işte... Derken bir gün Vahide Abla'nın kucağında bir minik kız görmüştük.
-A, hayırdır Vahide Aba?
-Bu benim kızım.
-Ama nasıl olur?
-Canım nasıl olacağı var mı? Kızım işte…
O söylemek istemese de öğrenecektik. Yoksa merakımızdan çat diye çatlardık. Bu birdenbire peyda olan çocuk kimin çocuğuydu?
Derken mahalleli her gördüğü yerde sıkıştırmaya başlamıştı. Vahide Abla sonunda çaresiz kalmış ve yalvararak demişti ki:
-Söyleyeceğim ama dile düşürmeyin ne olur. İleride bilirse çok üzülür.
Hepimiz yemin ettik:
-Söz kimseye söylemeyiz.
Meğer evlatlık almış. “Uzaktan akraba” dedi ama ailesini söylemek istemedi. Bu kadar dil dökünce biz de ötesini sormadık.
Çok fakirlermiş. Evlatlık vermeye yer arıyorlarmış. Vahide Abla da rahmetli eşi Çetin Amcayı yalvar yakar ikna ederek evlatlık almış. Adını bile değiştirip Semra diye nüfuslarına kaydettirmişler.
Nereden nereye… Çetin Amca öleli altı sene oluyordu. El bebek gül bebek büyütülen bu kız üç seneden beri anasını biraz üzmeye başlamıştı. Eh tabii çevre etkiliyordu. Akşam eve geç gelmeye, kendi başına sağa sola gitmeye başlaması sıklaşmıştı. Annesi kızının ardından pek yetişemiyordu.
Bu evleneceği oğlan ile de birkaç senedir görüşüp anlaşıyorlarmış. Ama diyorlardı ki oğlanın ve ailesinin niyeti ciddi imiş.
Vahide Abla “Hayırlısıyla şu kızı baş göz edebilseydim” deyip duruyordu.
Yıllar önce evlat için çalmadık kapı bırakmayan Vahide Abla, şimdi evlatlık alıp öz kızı gibi büyütmeye çalıştığı kızın mürüvvetini görmek istiyordu.
Davetliler salona girmeye başlamıştık. Çoğumuz birbirimizi mahalleden tanıyorduk. İşte Vahide Abla'yı da görmüştüm. Ama bir telaşları vardı... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.