Bize şaka mı yapıyorsunuz?..

A -
A +
“Gelin kızın birdenbire yere yığıldığını gördüm. Düğünevi bir anda ana-baba gününe dönmüştü...”   Ne gelinlik içinde Semra'nın ne annesi Vahide Abla’nın kimseyi gördüğü vardı. Bir o yana bir bu yana seğirtiyor, sanki birini arıyor ya da bir haber bekliyor gibiydiler. Sonra kulaktan kulağa yayılan fısıltı ile hepimiz sarsılmaya başladık. "Düğünevine oğlan tarafı gelmemiş." Ama nasıl olurdu? Bir kaza olsa duyardık. Biri bize şaka mı yapıyordu? Kalabalıkta onlara doğru ilerlemeye çalışıyordum. Biri annesiyle gelinlik içindeki Semra'ya bir şey anlatıyordu. Gelin kızın birdenbire yere yığıldığını gördüm. Düğünevi bir anda ana-baba gününe dönmüştü. Çünkü düğün sarayına oğlan tarafının gelmediği haberi gelin kıza da anlatılmış, gelin kız bayılmış, annesini hafakanlar basmıştı. Derken bir kaos ortamı oluştu. Her kafadan bir ses çıkıyordu ama işin aslı esası nedir bilen yoktu. Kalabalığı zar zor geçerek Vahide Abla'nın yanına koştum. Gelin kız Semra'nın elini yüzünü kolonyayla ovuşturarak ayıltmaya çalışıyorlardı. Vahide Abla ellerini dizlerine vurup “Allah’ım kim yaptı bunu kim yaptı?” diye dövünüyordu. Beni görünce sanki suçluyu bulmuş gibi gözleri yuvalarından çıkmışçasına yakama yapıştı: -Söyle Gülten kim yaptı bunu söyle! -Dur abla, yakamı bırak. Ne oldu anlat biz de bilelim! Bir yandan gözüm ayıltılmaya çalışılan gelin kız Semra'da idi. Vahide Abla çok yakın komşumuzdu. O yüzden davranışına zerre kızmıyor, suçlanırım korkusu yaşamıyordum. Zavallı kadıncağız daha sonra başını omuzlarıma koyup hıçkırıklara boğuldu: -Söylemişler Gülteen… Kızımın evlatlık olduğunu damada söylemişler… Bir anda öyle yıkılmıştı ki kahroldum. Hıçkırıklarına dayanamayıp ben de ağladım. Kalabalığın uğultusunda eriyen hıçkırıkla karışık kelimeleri yüreğimi dağlıyordu: -Oğlan vazgeçmiş Gülten… Ben mahvoldum. "Ana babası belli olmayan biriyle evlenmem" deyip atmış yüzüğü. Teselli etmeye çalışıyordum güya: -Olur mu hiç abla. Anlatırız. İşin doğrusunu öğrenince rahatlar. Hadi kendinize gelin. Bu arada gelin kızı da ayıltmışlardı ama az önce bir papatya gibi orta yerde açan Semra kız, şimdi eğreti bir sandalyeye pörsümüş bir çiçek gibi çökmüştü. Başındaki komşular teselli etmeye çalışsalar da onun da sarsıla sarsıla ağladığı omuzlarından belliydi. O an gerçekten çok üzüldüm. Şimdi ne olacaktı? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.