Bir vakfın hikâyesi...

A -
A +
“Biz vakıf deyince hep eski eser zannediyorduk. Demek böyle güzel çiftlikler de vakıf olabiliyormuş!..”
 
 
Öğrencileri taşıyan otobüs, çiftliğin geniş kapısı önünde durdu. Öğrenciler çiftlikten içeri koşuşurken öğretmenleri çocukların sevincini izliyordu. Cennetten bir bahçe gibi yemyeşildi etraf. Ağaçlar, kuş sesleri, fıskiyeler, göz kamaştırıyordu… Herkes gördüğünü diğerine gösteriyordu:
-Ay şu kuzulara bakın! Ne kadar güzeller. Ne kadar bakımlılar!
-Atlara bakın. Yanındaki taylar ne kadar sevimli kişniyor öyle.
Bu arada kendilerini karşılayan çiftlik yetkilisini selamladı öğretmenleri. Çocukların heyecanı yetkiliyi de sevindirmişti:
-Çocuklar hoş geldiniz… Bakın daha ileride buzağılar var, boğalar var…
“Yaşasın!” diye bağırdı çocuklar… Yeşillikler arasında yürürken yetkiliye sorular yağmaya başladı:
“Bu çiftlik sadece hayvanlar için mi? Şu ilerideki koca silindir kuleler ne oluyor? Bu çiftliğin sorumlusu kim?”
Yetkili gülümseyerek anlatmaya başladı:
-Bu çiftlik kimsenin değil, bir vakfın…
-Vakıf mı?
-Evet bu çiftlikte hayvan ve tohumlar ıslah ediliyor. Yani, çevremizdeki en sağlıklı hayvanlar seçilip satın alınıyor. Burada bakım yapılıyor. Onların üremesi sağlanıyor. Böylece bir sonraya koyun, inek, at gibi semiz ve bakımlı ve de soylu hayvanlar üretilmiş oluyor. İleride gördüğünüz koca silindirler de depodur. İçleri buğday, arpa, yulaf, nohut, mercimek doludur.  Hepsi en kaliteli tohumdur. Bunlar bu silolarda saklanır.
At kişnemeleri, kuzu sesleri arasında öğretmenleri sordu yetkiliye:
-Bu modern vakıf yeni mi kuruldu?
-Şaşıracaksınız belki ama tam dokuz asır öncesinde kurulmuş. Sivas’ta Hattab bin Mehmed Efendi kurmuş. Hicri 721, Miladi 1321 yılında. Çevresinde sözüne inanılır ve güvenilir saygın isimlerle bir mini organizasyon kurmuş. Her birine, belirli ölçeklerle temiz buğday ve belirli miktarda para verilmesi kararlaştırılmış.
Bu insanlar bu işi meslek edinmişler ve kendilerine belirlenen miktarda ücretlerini alarak bu meslekten geçinmişler. Bugünün söylemiyle ziraat mühendisi ve veterinerlik gibi…
Daha güzel olanı da kendilerinden sonra bu ıslahı (iyileştirmeyi) devam ettirecek olan kimseleri seçerek nesilden nesle devam ettirmişler.
“Biz vakıf deyince hep eski eser zannediyorduk. Demek böyle güzel çiftlikler de vakıf olabiliyor öyle mi?”
“Evet… Bu güzel çiftlik de, ilerideki silolardaki sağlıklı tohumlar da bizdeki vakıf geleneğinin bugüne yansımasıdır.”
     M.F. Can-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.