Bu iltifatın sebebi ne?

A -
A +
“Herkes bir eczacıya bir bana bakıyordu. Bu işte bir tuhaflık vardı ama ben de anlamadım!..”
 
Anlatmaya “İstanbul Avcılar’da ana cadde üzerinde mobilya dükkânım olduğu yıllardı” diye başlamıştı: Esnaf olarak hepimiz birbirimizi sever sayar, birbirimizin hâlini hatırını sorar; birimiz darda kaldığında üçe beşe bakmadan yardımına koşardık… O yıllar henüz insanların sosyal medyaya kapılmadığı, birbiriyle yüz yüze geldiği sohbet ettiği yıllardı…
Ben de sabah işe giderken akşam işten dönerken konu komşu esnafa takılırdım. Aracımı uygun bir yere park ettikten sonra dükkâna gidene kadar omuzuma kolları dışarıda attığım deri montum, rastladığım esnafla şakalaşırdım:
-Merhaba Şen Berber, işler nasıl gidiyor? Kulak burun uçurmuyorsun değil mi?
-Aşk olsun abi, makas şakırtısı bile sinek vızıltısından hafif duyulur…
Hemen yanı başında bir kasap:
-Ne haber Kasap Bahri, yüz gram ete kol kadar kemik yok değil mi?
-Yok daha neler, gel taze bonfile var…
-Akşama ayır, geçerken uğrarım…
O yıllarda AVM nerede? Köşe başı Şen Bakkal'a uğrar “ver şuradan bir sigara, parasını çıkmaz ayın çarşambasına” filan derdim.
Tabii şakasına… Aldığımdan değil… Öylesine muhabbet olsun tarzı konuşmalarımız olurdu.
Bulunduğumuz caddeye bir eczacı gelmişti. İşlerin yoğunluğundan bir “hoş geldin” diyememiştim.
Bir gün eczaneden ilaç almam gerekti. “Hem ilacımı alırım, hem semtimize hoş geldin derim” düşüncesiyle yanına vardım. Benden önce ilaç almaya gelmiş bir iki kişi daha vardı.
Eczacı arkadaş beni görür görmez rengi attı. Hemen toparlandı… Diğer müşterileri bir kenara bırakıp tezgâhtan çıkıp yanıma geldi. Neredeyse karşımda iki büklüm olacakmış gibi saygıyla eğildi:
“Hoş geldiniz beyefendi, eczanemize şeref verdiniz!” dedi.
Şaşırdım. Herkes bir eczacıya bir bana bakıyordu. Bu işte bir tuhaflık vardı ama ne olduğunu ben de anlayamadım... Neyse ben yine normal davrandım:
-Estağfirullah, önce arkadaşların ilaçlarını verin.
-Aman efendim, onlar yabancı değil. Üzülmezler. Siz verin reçetenizi de ilaçlarınızı takdim edeyim hemen.
-Hayır arkadaşlara karşı ayıp olur.

Eczacının telaşını gören o iki müşteri de hakkından feragat ederek “tabii ki, fark etmez” dediler. Ben şok!.. Niye bana böyle davranılıyor anlamış değilim. O yıllarda kamera şakası da yoktu ki kamera şakası yapılıyor zannedeyim… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.