"Siz bizim misafirimizsiniz..."

A -
A +
“Köye öğretmen olarak atandığımı öğrenince şoför ve yolcuların sevinçlerine diyecek yoktu...”
 
 
Artvin İl Millî Eğitim Müdürü'nün kesin kararı karşısında ben de babam da çaresiz kalmıştık. Biz il merkezine gelirken bile kararsızlık içinde iken şimdi bir de merkezde öğretmen kadrosunun olmayışına ne diyecektik? İl Millî Eğitim Müdürü de yaşadığımız üzüntüyü fark ediyordu:
“Ancak sizi merkeze en yakın köylerden birine verebilirim” diyerek biraz olumlu ortam oluşturmaya çalıştı. Biz de çaresiz kabul ettik. Ancak babam yine de buraya gelirken verdiğimiz kararı Müdür Beye söyledi:
“Müdür Bey biz o dediğiniz köye gideceğiz tamam ama birkaç gün kaldıktan sonra eğer memnun olmazsak kızımı istifa ettirerek tekrar memleketimize döneriz.”
Müdür Bey bıyık altından gülerek bütün içtenliğiyle şu cevabı verdi:
“Ben sizi anlıyorum. Ama sakın peşin hükümlü olmayın. O köye bir gidin, birkaç gün kalın; oranın insanlarını bir görün, tanıyın, ondan sonra karar verin.”
Babam ve ben hayli üzülmüştük ama yapacağımız bir şey yoktu. Çaresiz o köye gitmeye karar verdik. Köye giden minibüsü bulup eşyalarımızı yerleştirdik ve hareket ettik...
Köyün zaten tek servisi varmış. O da ancak günde bir defa servis yapıyormuş. Sabah gelip akşam köye geri dönüyormuş.
Benim köye öğretmen olarak atandığımı öğrenince şoför ve yolcuların sevinçlerine diyecek yoktu. Daha yolda iken bize öyle bir yakınlık gösterdiler ki ne diyeceğimizi şaşırdık...
Bir saate yakın süren yolculuktan sonra akşamüzeri köye ulaştık. Nereden öğrenmişse muhtar daha bizi köye girişte karşıladı ve hemen alıp evine götürdü. Biz ne kadar da “okulun lojmanında kalabiliriz” dediysek de muhtar ısrar ediyordu:
“Hiç öyle şey olur mu beyim? Bu mümkün değil. Siz bizim misafirimizsiniz, dünyada bırakmayız...”
Biz çekine çekine muhtarda birkaç gün kaldık ama birkaç gün sonra o da ne öyle? Bizi misafir etmek için köylü sıraya girmişti neredeyse. Diğer komşular bizi evlerinde misafir etmek için birbirleriyle yarışıyordu. Bu tür bir ilgiyi hiçbir şehirde hiçbir mahallede görebilir miydik?
Sonuçta köylü bizi daha ilk günden öyle bir bağrına basmıştı ki öyle bir yakınlık göstermişlerdi ki ne diyeceğimizi ne yapacağımızı şaşırmıştık.

Hele o mini mini öğrencilerin okul açılınca gelip elime eteğime sarılmaları. “Öğretmenim hoş geldin” diye gösterdikleri sevinç anlatılacak gibi değildi… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.