“Babam söylemezse nereden bilelim?”

A -
A +
“Ankara’da annemle evlenmiş. Bu evlilikten de üç çocuğu olmuş. En küçükleri benmişim...”
 
Ahmet Abi ailesini anlatmaya devam ediyordu:
“Babam terk-i diyar eylemiş, terk-i diyar… Yani İstanbul’u terk etmiş…  Adam kaçmış gitmiş İstanbul’dan…
Bastık kahkahayı… “Senin peder 'taş fırın' değilmiş abi… 'Layt ekmek'miş…”
Ahmet Abi sağ olsun hiç alınmadı o sözümüze. Biz de ciddileştik:
-Peki kızlar? Kızlar da gitmiş mi babalarıyla?
-Hayır hayır… Kızları analarıyla bırakıp kaçmış…  Zaten tuhaflık da ondan sonra başlıyor…
Biz yolda vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorduk… Gözümüz yolda kulağımız Ahmet Abi’de İstanbul’a doğru ilerliyorduk… O bizim bıyık altından gülmemize aldırış etmeden ciddi ciddi anlatıyordu:
-Babam Ankara’ya kaçıp gitmiş ama niyeti ciddi imiş adamın. Bir daha dönmemek üzere gitmiş. Öyle olunca da sanki hayata Ankara’da yeniden başlamak ister gibi ikinci defa bir evlilik yapmaya karar veriyor.
-Yani hanımından bıkmış ama evlilikten bıkmamış.
-Aslında kaderde bizim de dünyaya gelmemiz yazılıymış. Ankara’da annemle evlenmiş babam. Bu evlilikten de üç çocuğu olmuş. En küçükleri benim işte…
-Vay Ahmet Abi, insanoğlu nasıl bir bilmece ya…
-Sormayın… Babam birkaç sene önce Hakkın rahmetine kavuştu.
-Allah rahmet eylesin…
-Cümlemizin geçmişlerine rahmet eylesin. Babamın Ankara’da bir fırını vardı. Hâliyle miras meselesi çıktı ortaya… Hani derler ya “ölüm hak miras helal” biz üç kardeş miras meselesini konuşurken gittiğimiz nüfus ve tapu müdürlüğünde gerçeği öğrendik…
-Nasıl yani babanızın önceki evliliğini daha önce bilmiyor muydunuz?
-Babam söylemeyince biz nereden bilelim?
-Yani bu zamana kadar hiç kızlarını hanımını aramamış mı ya?
-Yok, aramamış. O zamanlar cep telefonu değil ev telefonu bile herkeste yoktu. Mektup yazmak da zaten babamın işi değildi… Derken öğrendik ki İstanbul’da iki kardeşimiz daha varmış… Onlar olmadan miras pay edilemiyordu…
Bu gerçekte bizi şaşırtan mirasın pay edilememesi değildi. Bu zamana kadar bu iki kardeşten haberimizin olmayışıydı. Öce şaka yapılıyor zannettik, inanamadık. Ama kayıtların şakaya gelir tarafı olur mu?
Bunun üzerine biz annemle kalkıp İstanbul’a gittik… Harem’e kadar trenle geldik… Oradan Üsküdar’a gittik… Üsküdar’dan da Çengelköy’e… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.