Kalbim paramparça oldu

A -
A +
 “O an kalbimin Titanik’in buzdağına çarparak yara aldığı gibi yaralandığını hissettim!..”
 
Ben de kendime daha bir özen gösteriyordum… O günden sonra benim için saat ve vakit önemli değildi. Çünkü hayâllerim gerçekleşmek üzereydi... Aradan ne kadar zaman geçti şu an hatırlamıyorum. Nihayet gelip beni ailemden istediler. Ailem de âdetlere göre düşündü, bana sordu ve “hayırlısıysa olsun” dediler…
Mutluluk, neşe, sevinç içinde uçuyordum… İki aile ve yakınlarımız arasında örf ve âdetlere uygun söz kesildi, şerbet içildi. Bunun üzerine bizde bir telaştır aldı yürüdü. Alışverişlere bile başladık…
Bu arada bir şey dikkatimi çekmeye başladı… Daha doğrusu baharım yaz olmadan güz olacak gibi bir hisse kapıldım… Çünkü annesi bana karşı çok soğuk davranıyordu… Kendisine bir soru sorulduğunda laf ağzından kerpetenle çekiliyor gibiydi… Zorda kalmayınca konuş­maktan bile kaçınıyordu... Sonra alışverişlerde ben ve ailem vardı, onun da ana babası vardı ama kendisi yoktu… Hemen hemen hiç karşılaşmamıştık.
Söz­lüydüm, hem de senelerdir hayâl ettiğim kişiyle ama sözlümle görüşemiyordum niye? Niye ben ararsam arıyor ama o beni hiç aramıyordu? Ben seviyordum ya, benim sevgim ikimize de yeterdi… Ben öyle düşünüyordum. Dolayısıyla buna fazla önem vermiyordum...
Derken nişan günü geldi. Nişan için hazırlıklara başladığımızda “nişana gerek yok” dediler… O an kalbimin tıpkı Titanik’in buzdağına çarparak yara aldığı gibi yaralandığını hissettim…
Ailem küçük de olsa bir tören olmasında ısrar ediyordu. Çünkü ailenin ilk kızıydım ve bu nişan on­lar için çok önemliydi. Ba­bam, canım babam, her de­diğimi yapıyor beni mutlu gördükçe o da mutlu olu­yordu.
Hiçbir masraftan ka­çınılmadı ama hemen her masrafı biz yaptık… Yakın akrabaların da ısrarı ile bana bir nişan elbisesi aldılar. Akşam yüzükler takılırken heyecandan kalbim duracak gibiydi… Ama annesi yine yaptı yapacağını. Nişanı gergin bir geceye dönüştürmeyi başarmıştı!..
Hoş başlayan nişan fazla uzatılmadan ama gergin bir şekilde tamamlandı… Hayırlı olsun dileyen ziyaretçiler birer ikişer dağıldılar.
Ben bu arada ilk defa onunla baş başa kalmış az da olsa birkaç kelimelik konuşmuştuk. Bu konuşmalar nişanlı iki insandan çok yeni arkadaş olan iki insanın konuşmalarına benziyordu. O, gayet soğuk ilgisiz ve sanki başkasının nişan törenine katılmış gibi bana ve ortama yabancı bir davetli gibiydi. Benim için ise bana onun verdiği yüzüğü taşıyor olmak yetiyordu. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.