Kararsızlığım yüzünden!..

A -
A +
“Neyse gideyim artık” diye bir adım daha atmamla, dış kapının açılması bir oldu…”
 
 
İkinci defa zile cevap veren olmayınca, çekip gidecektim… Geriye bir adım atmıştım ki, vazgeçtim. Kendi kendime:
“Yani gece vakti kalkıp buraya kadar geldim. İki defa zile bastım diye gidilir mi? Belki o anda namaz kılıyordur. Hele birkaç dakika daha beklesen ölür müsün?”
Ayaklarım gitmek için sabırsızlanırken, mantığım beklememi söylüyordu…
Yirmili yaşlarında toy bir delikanlıydım… Üniversiteye gittiğim yıllardı… Ara sıra Fatih’te oturan ağabeyimin ziyaretine giderdim. İşte bu akşam da ziyaretine gelmiştim… Fakat galiba evde yoklardı… Ama bir iki dakika daha beklersem, olup olmadıklarını kesin olarak anlayacaktım…
Canım sıkkın hâldeydim… Gitsem mi, beklesem mi kararsızlığıyla, ikide bir kapıya dönüp bakıyor, sonra yönümü yola çeviriyordum… Bu arada sönen merdiven otomatiğini de her defasında yeniden yakıyordum…
Ağabeyimin evi giriş kattaydı. Ama birinci kat gibi yüksekte duruyordu… Sokaktan bakıldığında, dairenin kapısı belli olmasa da, merdivenler ayan beyan görülüyordu. Çünkü o zamanlar sokak kapıları demir parmaklıklarla ferforje edilmiş, camlı kapılardı…
O ara, sokak kapısına doğru gelenler olduğunu hissettim… Daha bir canım sıkıldı… Böyle merdiven başında korkuluk gibi beklemek doğrusu hiç de hoşuma gitmemişti…
“Neyse gideyim artık” diye bir adım daha atmamla, dış kapının açılması bir oldu…
İçeri iki mahalle bekçisi girmişti… Hem de ikisinin de gözü benim üzerimdeydi. Doğrusu onları görür görmez ben de huylanmıştım… Öyle ya, hayatımda hiçbir şekilde böyle bir karşılaşma yaşamamışım ki… Benim bu tedirgin hâlim, zaten benim karartımı dışarıdan görüp de içeri giren bekçileri daha da şüphelendirmişti:
-Hey ne arıyorsun burada?
-Şey, ben mi?
-Yok biz! Tabii ki sen? Burada senden başka kimse var mı?
-Hiiç… Ağabeyime geldim de…
-Bırak şimdi bu numaraları!
Deminden beri lambayı yakıp söndürüyorsun… Ağabeyine geldin de niçin içeri girmiyorsun?
-Ama bir dakika… Burası benim ağabeyimin dairesi… Zili çaldım bir iki defa, biraz daha bekleyip açmazlarsa gidecektim.
-Yaa,  demek öyle? Açmazlarsa gidecektin öyle mi?
Sanki benim onları kandırmak için yalan söylediğimi sandılar... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.