Beni dilenci mi sandınız?

A -
A +
 ”Donup kalmıştım olduğum yerde. Ağzımı açıp da tek bir kelime olsun söyleyememiştim...”     Bazen yine dayanamıyor, sevdiğim kızın evinin önünde sabahlara kadar nöbet tutuyordum. Yıllar vücudumda öyle ağır tahribatlar açmıştı ki beni tanıyan kişiler artık belli başlıydı… Gece bekçileri, sarhoşlar ve evsiz barksız gidecek bir yeri olmayan sokaklarda sabahlayan benim gibi garibanlar ve serseriler…            *** Cemil, anlatmaya devam ediyordu. Susacağa da pek benzemiyordu. Bir kendisiyle beni tanıştıran Cumhur Beye dönüyor bir bana dönerek makineli tüfek gibi anlatıyordu… Gerçekten de acınılacak perişan bir hâldeydi. Üzüldüm acıdım, cebimden çıkardığım birkaç kâğıt banknotu eline sıkıştırdım. Bir elindeki kâğıt paralara bir de bana baktıktan sonra: “İşte bak ben de tam oraya geliyordum. Yani sevdiğim kız yani Serpil’in beni dilenci zannettiği güne… Her neyse fazla uzatmayayım. Her geçen günüm bir önceki günü aratıyordu. Ve yavaş yavaş gram gram eriyor bitiyordum. Ayakkabılarım boyasızlıktan çatlayıp gitmiş, bağcıkları kopmuştu. Elbiselerimin ayakkabılarımdan farklı bir hâli yoktu. Onlar da pis ve yırtıktı. Zira ne ayakkabı ne de elbise alacak param yoktu. Soğuk bir kış günü en nihayet eski yırtık pardösüme sarılarak ve bütün cesaretimi üzerime toplayarak yanına yaklaştım: “Affedersiniz amma” diyecek oldum… Ama Serpil ne yaptı? Sanki kelimeleri boğazıma tıkayıverdi: “Şey evet evet… Sizi anlıyorum bir dakika” deyip benim ne diyeceğimi beklemeden elindeki çantasından cüzdanını çıkarttı. Birkaç madeni bozuk parayı elime sıkıştırıverdi. Donup kalmıştım olduğum yerde. Ağzımı açıp da tek bir kelime olsun söyleyememiştim. Bir elimdeki bozuk paralara baktım bir de elime bu paraları sıkıştırıp yüzüme dahi bakmadan hızlı adımlarla yanımdan uzaklaşıp giden; uğruna işimi, varımı yoğumu, kendimi feda ettiğim kıza…  Gerçek acı da olsa işte tüm çıplaklığıyla ortadaydı. Ben bir dilenciydim… Amma kara sevda bir aşkla sevdiğim kızın, tahmin ettiği gibi bir dilenci değildim. Ben bir aşk dilencisiydim. Ona kızmaya hakkım yoktu. Beni bu hâlimle kim görse dilenci zannederdi. Aksine Serpil’e teşekkür etmeliyim. Bir fırsatını bulursam ona teşekkür edeceğim…" Hemen araya girdim:

“Boş ver teşekkür etmeyi Cemil Bey. Bence yanlış yapıyorsun. Böyle yapmakla Serpil’i elde edemezsin." DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.