“Bekle beni geliyorum!..”

A -
A +
 "Dilenci zannettiğin bu garibana gün gelecek âşık olacaksın ve benim kadınım olacaksın!..”
 
Cemil, mahallesinde Serpil isimli kıza âşık olmuş, onun aşkıyla yanıp tutuşmuş, o kadar ki işine gidip gelmeyi aksattığı için işinden de kovulmuştu.
İşsiz sokaklarda sabahçı kahvelerinde yata kalka tam bir derbeder olup çıkmıştı...
Onu o hâlden kurtarabilmek mümkün olur muydu? Ama hiç olmazsa deneyebilirdim… Öyle yaptım… Ona derbeder olmadan önceki hâllerinden bahsettim:
“İyi bir ressam olduğunu duydum, aynı zamanda şairmişsin. Yani seninle aynı dili, sevgi dilini konuşuyoruz. Gel bu kardeşini dinle, seninle önce bir berbere gidelim. Senin güzel bir tıraş olman lazım... Sonra güzel bir banyo… Üzerine de giyilecek temiz bir şeyler alalım. Resim yapmaya şiir yazmaya başla. Sonrası inan kendiliğinden gelir. Bu sefer Serpil senin peşinden koşmaya başlar. Bana inanabilirsin güvenebilirsin...”
Gözlerini gözlerimle buluşturdu. Söylediklerime inanıp inanmamak arasında kararsız kaldı. Benim kararlı bakışlarım onu etkiledi:
“Başarabilir miyim bunca yıl aradan sonra, sence başarabilir miyim?” dedi.
“Tabii ki başarabilirsin. Başaramayacak ne var. Başarısızlık, kendilerini küçük gören basit ve zavallıların işidir. Oysa ben seni son derece güçlü gördüm. Aşkı peşinde bu kadar güçlü koşan, yılmayan, yılgınlık getirmeyen; resim yapan, şiir yazan birisinin koskocaman bir yüreği vardır. Yaptıkların yüreksizlerin korkakların işi değil Cemil Bey. Ben sana kefilim. Haydi, kalk gidiyoruz önce bir berbere ve hamama...”
O derbeder hâlinden sıyrılmak ister gibi yerinden doğruldu. Ağırbaşlı ve vakur bir hâl takındı:
“Teşekkür ederim dostum. Sana inanıyorum… Başaracağım!” dedi… Ardından uzaklara doğru bakarak seslendi hayale doğru:
“Bekle geliyorum kırmızı panjurlu köşkte yaşayan kız. Bekle geliyorum, bir ressam bir şair olarak… Ben geliyorum… Dilenci zannettiğin bu garibana gün gelecek âşık olacaksın ve benim kadınım olacaksın. Bekle beni Serpil bu sefer sen beni dileneceksin bundan kaçışın kurtuluşun yok…"
Verdiğim moral işe yaramıştı… Cemil ile berbere doğru ilerlerken o, ha bire konuşup duruyordu:
“Bekle beni Serpil, dilencin bir ressam bir şair olarak sana geliyor. Bu şairi bu ressamı seveceksin, kaçış yok bundan kaçış yok!..”
Onu dinlerken hatırıma “bana bir kere daha kölem der misin?” diyen ihtiyar geldi...
         Şahin Ertürk-Kütahya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.