Ondan neler öğrendik neler...

A -
A +
“O kartlar, biz dergi okuyucularına ulaştığında, her birimiz doğuştan gazeteci olmuştuk...”
 
 
Hatay Hassalıyım ben… Babam esnaf olduğu için oradaki birkaç komşu çocuğuyla bayimize gelen Türkiye Çocuk dergisini üç kişi paylaşıyor sırayla elimizdeki parçaları su gibi okuyup birbirimize diğer parçaları veriyorduk.
Çocuk dergisinin yayınlanacağı öbür haftayı iple çekiyorduk. Rahmetli Cemalettin Cem Ertürk Ağabeyin çizgisinden Kurdoğlu’nu okurken tüylerimiz diken diken oluyordu… Her birimiz kılıcımızı belimize kuşanıp serdengeçti olmaya can atıyorduk… Hayallerimizde cihangirlik davası olduğu gibi her birimiz yüreğimizde ceddimiz Osmanlıyı adil, merhametli, yiğit bir alperen olarak saygıyla büyütüyorduk…
Biz Türk çocuklarını, Türkiye Çocuk dergisi besliyordu kültür pınarımız olarak… Ondan öğreniyorduk sofraya otururken besmele çekmeyi, ondan öğreniyorduk anne baba yanında edepli oturmayı, öğretmene saygı göstermeyi… Oradan okuyorduk hayvan sevgisini, arkadaş sevgisini… Hırsızlığın kötü bir şey olduğunu… Bir çocuk kalbiyle Allaha yalvarmayı…
Bizlere daha sonraları Çocuk dergimiz “Fahri Muhabir Kartı” çıkartmıştı…
O kartlar biz dergi okuyucularına ulaştığında, her birimiz doğuştan gazeteci olmuş çıkmıştık...
Çocukken, genç olduk büyüdük askere gittik. Askerlik dönüşü döndük gazetemizin bürosunda pazarlamadan tutun dağıtıcılığa, muhabirlikten büro yöneticiliğine, reklamcılığa kadar nerede bize ihtiyaç varsa orada görev alıyorduk…
Bu gazete bizimdi ama biz de bu gazetenindik…
Su arıtmadır, ütüdür şudur budur satarken Türkiye gazetesinden geldiğimizi gören herkes bize hem hizmetlerimizden dolayı teşekkür ediyor hem de gazetenin kendince bir ürününü, bir hediyesini bir emtiasını soruyor, nasıl elde edeceğini öğrenmek istiyordu… İsteyen kimseleri not alıyor, büroya gidip kimin ne istediğini söylüyor o isteklerin yerine gelmesini sağlıyorduk…
Büro müdüründen dağıtıcısına kadar her bir Türkiye gazetesi çalışanı karıncalar gibi arılar gibi çalışıyorduk…
Abonelerimize kupon karşılığı bisiklet dağıttığımız dönemde tam üç yüz abone yapıp o üç yüz bisikleti tek tek dağıtmıştım günü geldiğinde abonelerimize… Bir insanın üç yüz bisiklet dağıtması akıl alır bir şey mi şimdi anlamıyorum… O nasıl bir şeydi Allah’ım… Nasıl bir güç kuvvetti? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.