Niyetleri başkaymış...

A -
A +
“Gözünü mal hırsı bürümüş insanla üç kuruş için cebelleşmeye değer miydi? Değmezdi...”
 
Hani söylerken haktan hukuktan laf açıldığında mangalda kül bırakmayanlar olur. Biri de benim kendi öz ağabeyim. Ağabeyim de uzun yıllar Almanya’da çalışmış ve oradan da emekli olmuş bir kimse. Eşi de hem Almanya’dan hem Türkiye’den emekli... Allah daha çok versin, “hâli vakti iyi” kimseler. İyi de nedir kardeşime olan gönül kırgınlığım?
Şu fani dünyada kardeşi kardeşe düşman eden, yılların verdiği akrabalığı, kardeşliği bir kalemde silip atan nedir? Ne olacak miras davası…
Miras deyince sanmayın ki villalar, hanlar hamamlar… Rahmetli babam vefat ettiğinde geride miras olarak bize bir köy evi, bir parça da tarla bırakmıştı. Köy evinin ne edeceğini bilirsiniz. Tarla da verimsiz bir yerde ve para etmiyor. Dolayısıyla her tarafı miras olsa ne yazar ama gelin de onu ağabeyime anlatın…
Ne yapmış biliyor musunuz? Bizim haberimiz olmadan köye gidip muhtarı da kafaya alıp evin tapusunu kendi adına çıkarmış. Bu bizim kulağımıza geldiğinde doğrusu inanamadık. Bir de kendi ağzından öğrenelim istedik. Bize verdiği cevap enteresandı:
-Yahu zaten değeri belli; tek tapu olunca satışı kolay olur diye ben üzerime aldım.
-Yani?
-Yani, satacağım ve satınca herkesin hakkı olan parayı vereceğim.
“E peki haydi kolay gelsin” dedik. Doğrusu mantıklı bir durumdu. “Madem öyle, ben de yardımcı olayım da şu işi çözelim” diye ağabeyime de haber vererek eve müşteri aramaya başladım. Gerçekten de bir müşteri bulup anlaştım. Müşterinin dediği şuydu:
-Verdiğiniz fiyatı kabul ediyorum. Ancak fiyatın bir kısmını ön ödeme yapacağım kalanı da bir hafta içinde getireceğim. Tapuyu da paranın tamamını getirdiğimde alırım.
Bundan daha mantıklı ne olabilir? Ama ağabeyimin bakışları değişti. Hanımı dedi ki:
-Hayır! Paranın tamamını versin! Zaten evde kimsenin hakkı yok. Ev bizim tapulu malımız.
Olduğum yerde kalakaldım. Gözünü mal hırsı bürümüş insanla üç kuruş için cebelleşmeye değmezdi. Oradan ayrıldım, alıcıya telefon ettim:
-Bizim orada hakkımız yokmuş kardeşim. Onların niyeti başkaymış. Dolayısıyla ben bu satışta yokum artık.
-Beyefendi ben sizi tanıyorum. Siz yoksanız ben de yokum.
Böylece adam da almaktan vazgeçti. Ama kul hakkına inanan birisi olarak soruyorum. Üç kuruş menfaat için kalp kırmaya değer mi? Üstelik mağdur da değilsiniz. İstesem tapu iptal davası açıp kazanabilirim de ama dava açmayacağım. Çünkü değemez...
        M.A.-Uşak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.