Muhteşem mabedin avlusunda

A -
A +
“Etkileyici atmosferde kendinizi tarihin içinde kaybolmuş gibi hissediyorsunuz...”
 
Okuduğumuz kitaplar sayesinde, hem vaktimizin kıymetini biliyor, hem de yeni yeni şeyler öğreniyorduk. Ama arkadaşlığın yeri bambaşkaydı. Hele de bu arkadaş bir kafa dengi ise.
Bir gün yine kız arkadaşlarımdan birinin bir teklifi oldu. Yaza düğün hazırlığı içindeydi. Dedi ki:
“Biliyorsun ben bu yaz kısmetse evleneceğim. Belki bir daha sizinle böyle doyasıya gezemem. Bu hafta sonu hava güzel olursa, birlikte gezmeye ne dersiniz?”
“Neden olmasın” dedim. Zaten benim için de iyi bir dinlenme olacaktı.
O pazar günü kısmetmiş Üsküdar’da her zamanki buluştuğumuz yerde buluştuk.
Vapurla karşıya geçtik. Eminönü, Gülhane, Sultanahmet, Ayasofya... Hepsi birbirine yakındı ama yaya yürürken bir hayli mesafe gitmiş oluyorduk. Doğrusu hayli dolaşmıştık.
Vaktin nasıl geçtiğini anlayamadık. Bir de baktık öğle ezanları okunuyor. Dedik ki:
"Namazımızı Sultanahmet Camiinde eda edelim."
Bizi Sultanahmet Camiinde bekleyen sürprizden haberimiz yoktu!
Namazdan önce caminin o geniş avlusunda o etkileyici atmosferinde ister istemez tarihin içinde kaybolmuş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Başınızı yukarı kaldırdığınızda göğe yükselen minareler, yanı başınızda devasa gövdeli çınar ağaçları… Caminin hemen altında şadırvanlar ve içeride heybetli mermer sütunlar anlatılmakla tarif edilemeyecek muhteşemlikteydi…
Allah’ım gerçekten ne muhteşem bir manzaraydı. Ne müthiş bir mimariydi?
Ne emekler verilmişti bu muhteşem mabetlere…
Biz âdeta kendimizden geçmiş bir hâlde camiyi seyrederken ardımızdan biri seslendi:
“Bakar mısınız lütfen?”
Çekingen ses bizim gibi bir hanımefendiye aitti. Son derece şık bir bayandı. Sarı saçları kuaförden yeni çıkmışçasına bakımlıydı. Turist desek turist değildi. Göz göze geldiğimizde cevap verdim:
“Buyurun nasıl yardımcı olabiliriz?”
Nasıl söyleyeceğini ne söyleyeceğini bilemez hâlde tedirgindi. Ama söylemek zorunda olduğu bir durum vardı. Kendisine cesaret vererek gülümsedim. Dedi ki:
“Sizden bir konuda yardım isteyecektim.”
“Elbette, yardımcı olabilirsek ne mutlu bizim için. Buyurun sizi dinliyoruz.”
Söylediği söz ve bizden isteğini kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Biz şoke olduk!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.