"Bu çocuk daha çok küçük!"

A -
A +
“’Peki o zaman bu ufaklığı sevdim ancak bir şartla okula alabilirim, çok çalışkan olması lazım...”
 
 
Uçurtma şenliğinin sevincini yanımda babamın olmayacak oluşu gölgeliyordu. Ama canım dedem bendeki bu üzüntüyü anlamış ve demişti ki:
“Beni yanında görmek istemez misin?”
“Bizimle gelir misin dede?”
“Elbette...”
Hafta sonunda dedemle şenliğe katıldık. Nasıl sevindim kelimelerle anlatamam. Aradan yıllar geçtiği hâlde o sevinci hâlâ yaşıyorum. Dedesiyle gelen tek kişi bendim ama bu hiç umurumda değildi.
Hatta o gün uçurtma şenliğinde bütün çocuklar benim yanıma gelmişti. Aslında onlar dedemin yanına geliyorlardı. Çocukların, uçurtmayı tutan dedemi görünce, gözlerini kocaman kocaman açıp dedeme baktıklarını gördükçe gülmekten ölmüştüm. İşte böylece herkese kanıtlanmış oldu ki, benim çoğu kişinin babasından daha babacan bir dedem vardı.
Benim okula kayıt olunuşum da çok gariptir. Kayıt yaptırmaya gittiğimizde beş buçuk altı yaşlarındaydım. Oysa bizimle aynı anda kayıt yaptırmaya gelenlerin çoğu yedi, birkaçı da sekiz yaşındaydı. Bilgisayardan kayıt yapılana kadar durumun farkında olmayan müdür yardımcısı, kayıt yaptıktan sonra kafasını kaldırıp bana bakmıştı daha sonra da dedeme ve anneme dönerek; 
"Beyefendi bu çocuk küçük, isterseniz öğrencimiz seneye gelsin" demişti. O anda dudaklarım nasıl da büzülmüş nasıl da bir anda gözlerim dolmuş; annem anlatmıştı, hem de gülerek. Ama sonra durumun farkında olan annem bir açıklama gereği duymuş ve "Hocam, kızım üç yaşından itibaren kreşe ve anaokuluna gitti. Eğer bu sene okula gitmezse eminim evde çok sıkılacak ve çok üzülecektir" demişti.
Daha sonra müdür yardımcımız her an ağlamaya hazır dolu gözlerime bakıp biraz şaka yollu biraz da ciddi bir sesle "Peki o zaman bu ufaklığı sevdim ancak bir şartla okula alabilirim, çok çalışkan olması lazım, bir kusurunu görürsem okuldan atarım" demişti.
İşte sırf bu yüzden bu hocayı okulda her görüşümde gülümser ve kafamı yere eğerdim şirin bir hâl almaya çalışarak; aman ha ihmale gelmezdi, bir kusurumu görse okuldan atıverirdi yoksa...
İşte böyle sevgili okuyucular benim öğrenim hayatım böyle bir ihtarla başladı.
Kendisi hâlâ etkisini gösterir, nihayetinde üzerinden on bir buçuk yıl geçmiş olsa bile...
           Rumuz: “Mesrur”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.