Vapura binerken görmüştüm

A -
A +
“Zeycan ayağını incitmişti. Yardım ettim, valizlerinin taşınmasına yardımcı oldum, teşekkür etti...”
 
 
“Zeycan, Zeycan, Zeycan… Onu tanıdıktan sonra bu isim beynimde hep yankılanır olmuştu. Yıllar yılı düşüncelerimin de tek odak noktası Zeycan’dı. Keşke onu hiç tanımamış olsaydım. Ama o zaman böyle güzel bir aşkı yaşamamış olacaktım. Böylesine muhteşem bir güzelliğe sahip olmayacaktım. Öylesine masum öylesine tatlı idi ki onu görüp de ona âşık olmamak mümkün değildi.
Kıvır kıvır saçları, iri ela gözleriyle Zeycan sanki bir aşk yedivereni gibiydi. Onu tanıdıktan sonra onun gözlerine saçlarına, kaşlarına, burnuna kısacası Zeycan’ın kendisine esir olmuştum. Hayatın yaşanılmaya değer olduğunu onu tanıdıktan sonra anlamıştım. Tabii ki daha sonra ayrılığın bitip tükenmez acıların var olduğunu da yine Zeycan sayesinde öğrenmiş olacaktım...”
Arkadaşım can dostum Sedat anlatmaya devam ediyordu. Ben ise Zeycan’ı hiç görmemiştim ama daha şimdiden onu merak etmeye başlamıştım. Sedat’ın bu kadar övgüsüne mazhar olmuş bir kız mutlaka çok çok güzel birisi olmalıydı. Sedat’ın biraz nefes almasını çayını yudumlamasını bekledikten sonra sordum:
“Zeycan’la nasıl tanıştın dostum? O İstanbul'da sen Kütahya’dasın. Böyle bir aşk nasıl doğdu dal budak saldı meyve verdi?”
“Zeycan’ı bir tesadüf sonucu tanıdım. İstanbul Kartal’dan vapurla Yalova’ya oradan da Bursa üzerinden Kütahya’ya dönecektim. Kartal vapur iskelesinden Yalova’ya gitmek için vapura binerken bir bayanın yürümekte zorluk çektiğini gördüm.
Zeycan ayağını incitmişti. Yardım ettim, valizlerinin taşınmasına yardımcı oldum. Bana teşekkür etti. O günden sonra iki dost olduk. İki çocuğu vardı. Kocasından ayrılmış olmasına rağmen onun sıkıntı vermesinden korkup çekiniyordu…
İnsani yardımlaşma olarak başlayan bu arkadaşlığımız zaman geçtikçe duygusallığa ve sonra da aşka dönüşmüştü. Bunu engellemek için ikimiz de herhangi bir çaba sarf etmedik. Ayrı ayrı dünyaların insanları olduğumuzu bile bile birbirimizi ister olduk gönüllerimizde. Geleceği düşünmeden günü yaşamak istiyorduk. Yarını düşünmüş olsaydık bugünün keyfini çıkaramayacaktık. Bu yüzden yarını unutmaya her şeyi zamanın akışına bırakmaya karar vermiştik. Bir aile ortamında kendisiyle nikâh eyledik. Artık İstanbul Kartal benim için yol olmuştu… Fakat hayat hiç beklemediğim gibi geldi üzerime… Mecburiyetler beni zorlamaya başladı… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.