Nuriye’ye kavuşmuştum ama!..

A -
A +
“Aklımın ucundan bile geçmezken, başıma talih kuşu konmuş onunla evlenmek bana nasip olmuştu...”
 
Beni artık o ilgilendirmiyordu. Ben sadece sevdiğimi alamamıştım o kadar…
Yıllar geçse de hayat akıp gidiyordu… Ne gariptir ki, Nuriye’nin ailesinin durumu da gün geçtikçe kötüleşiyordu… Âlemci oğulları elde avuçta ne varsa hepsini su gibi eritmişti… Piyasalar eskisi gibi değildi. Rekabet çok sıkıydı. Babası ise yaşlanmıştı genç jenerasyona uyum sağlamakta zorlanıyordu. O eski hâllerinden eser yoktu…
“Ah” diyordum… Yazık oldu kızcağıza… Ben böyle çile çekiyorum o öyle… Oysa evlenebilseydik belki ne kadar mutlu olurduk… Kim bilir?
Üç sene sonra duyduğum acı haberle sarsıldım. Bir trafik kazası haberiydi… Nuriye’nin kocası alkollü araç kullanırken kaza yapmış olay yerinde can vermişti…
Ben gönül verdiğim kız ile evlenemedim diye yıllardır ızdırap içinde erirken, gönül verdiğim kız bir çocuk ile genç yaşta dul kalmıştı… Bu habere sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum. Sevinmem, yeniden onunla bir yuva kurma ihtimalinin meydana gelmesiydi… Üzülmem ise, ne olursa olsun onun yuvası yıkılmıştı. Kolay değildi bu…
Aradan dört ay geçmişti… Benim hiçbir şeyden haberim yokken hâlimi bilen annemler bu hanıma benim adıma dünür gitmişler… Nuriye “siz iyi bir ailesiniz. Oğlunuzu da tanıyorum” diyerek bu teklifi kabul etmiş…
Hiç aklımın ucundan bile geçmezken, başıma talih kuşu konmuştu… Evet, onunla evlenmek şimdi bana nasip olmuştu… Dul bile olsa seviyordum onu… Kızı ise benim öz kızım gibi olacaktı benim için. Nasıl mutlu olduğumu kelimelerle anlatmam…
Evlendikten sonra bana yeniden bir şevk geldi. Yaşama sevinci geldi. Dünyam yeniden aydınlandı. O azim ve gayretle üç yıl gibi kısa bir sürede tekrar mal mülk sahibi ettim o aileyi… Yeniden eski hâline kavuştular… Sattıkları daireleri olmasa da aynılarını yeniden aldık… Ben onların has damatları, onlar da benim kendi ailem gibi olmuştu…
Lakin Nuriye’nin kaderi miydi ne? Bir trafik kazası daha bekliyordu onu… Hiç kimse, ne oldum dememeli, ne olacağım demeli… Ne kadar dikkatli kullanırdım ben arabamı? Takdir tedbire galip gelir diye boşuna mı söylemişlerdi…
Ben Nuriye’ye kavuşmuş durumdayım ama ayaklarımı kaybetmiştim. Tek tesellim, eskiden yaşayan bir ölü gibiydim, şimdi ayaklarım olmasa da yaşıyorum… Çünkü yanımda çok sevdiğim ailem var… Bir oğlum bir kızım var… Rabbim herkese gönlüne göre versin…

           Rumuz: “Çakır”-Kavak

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.