Bir aylık eşe şiddet mi?

A -
A +
“Doktorun yanından kolunu tutarak çıkan o masum, çaresiz yüzü unutmam mümkün değil!..”
 
 
"Ervah-ı ezelden, Levh-i kalemden bu benim bahtım..." Çevirip çevirip dinlerken dökülen gözyaşlarıma hâkimiyetim oldukça zordu. O gece şahit olduğum manzara karşısında tam anlamıyla yıkılmıştım. Bir yandan dirayetli durmaya çalışıyor, diğer yandan şiddet görmüş kızcağızın hâline acıyor, gözyaşlarımı içime akıtıyordum.
Hastanede yakınımı beklerken şahit olduğum manzara beni derinden etkilemişti. Öfkesine yenik düşüp daha evliliğinin bir ayını doldurmamış eşini hastanelik eden gencin sokaktaki bağırışına hepimiz şahit olmuştuk.
Delikanlının gözünü öfke bürümüştü. Hastane bahçesinde bir sigarayı yakıp diğerini söndürürken kızcağız içeride doktora hâlini arz etme peşindeydi. Sebebi ne olursa olsun “Kadına şiddet”in savunulası hiçbir yanı yoktu.
Üzgündüm, bir an o kızı alıp götürmek istediysem de yapamadım. Bir şeyleri düzeltmek istedim. Bir bahane bulup bu gencin yanına yanaşmalıydım. Ama nasıl? Benimle uzaktan yakından ilgisi olmayan birisine hangi sebeple ve bahane ile müdahale edebilirdim ki? Duygularıma rağmen aklım bedenimi frenledi… Sonra düşündüm ben bu kimseye nasıl bir ceza verebilirdim? Ya da nasıl bir müdahalede bulunabilirdim? Olsa olsa nasihat verebilirdim… İyi de nasihat etsem bir şey değişir miydi?
Ama içimde üzüntü öfkeye öfkem volkan patlamasına dönüşüyordu. Yapamazdı! Yapmamalıydı!
Ah doktorun yanından kolunu tutarak çıkan o masum, çaresiz yüzü ömrüm boyunca unutmam mümkün değil! Zavallı genç kadın sağ eliyle sol elini tutarak yürürken, ağlamaktan hâlsiz düşen bedenini zorla ayakta tutmaya çalışıyordu. Yorgun ve bitkin olduğu çok uzaktan belli oluyordu. Bu genç kız bütün bu eziyete ve sıkıntıya rağmen sanki utanması gereken oymuş gibi başı yere eğik hâldeydi… Bu hâlde çaresizliğin zirvesini yaşarken arkadaşının seslenişiyle başını ona doğru çevirdi. O an nereye gideceğini bilmemenin çaresizliğiyle gördüğü bu yüz, onun için belki de dünyalara değerdi…
Arkadaşının sımsıkı sardığı, incecik bedeni, korkudan bir kuş gibi titriyor, içine bastırılmış hıçkırıklarla ağlıyordu. O an değneği alıp kardeşine girişmek istediği her hâlinden belli olan kız kardeş kendini zor dizginliyordu. DEVAMI YARIN
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.