Bizi hep kıskandılar

A -
A +
“Sorduklarında babamın hastalığına üzüldüğünü söyler. Üzülen böyle haksızlık yapar mı?”
 
 
 Tahmin ettiğimiz gibi amcamın niyeti iyi değildi. Babama dedi ki:
“Abi babam falanca daireyi alıp imzaladı. Ben de üçüncü katın ön cephesini alıp imzaladım. Sana da üçüncü katın arka cephesi kaldı, sen de burayı imzala”
Yapımı tamamlanan evin bölüşümüydü bu. Babam bu duruma çok içerledi. Kendisi hastalığıyla uğraşırken onlar yangından mal kaçırır gibi keyiflerine göre daire beğenmişlerdi.
Babam müteahhitle konuşup fark vererek dördüncü katı aldı. Amcam demeye utandığım insan, babamı hasta hâlinde yeni bir borca sürüklemişti. Ne vardı sanki ön tarafı babama bıraksa, sonuçta senin ağabeyin değil mi? Sana az mı fedakârlıkta bulundu babam?
Bir gün yengemin babasıyla dedem, yani iki dünür konuşuyorlardı. Yengemin babası dedeme şunları söylüyordu:
-Bizim kız o evi alabilmek için nişan yüzüğünü dahi bozdurdu.
Ne kadar sinirlendim anlatamam.
“Kolunda o kadar bilezik dolu iken niye nişan yüzüğü?” demekten kendimi alamadım.
Zaten o kolundaki bileziklerin de mazisi büyük. Anlatmaya kalksam sayfalar yetmez.
Dedem ise şöyle konuşuyordu:
“Bizim oğlan, kardeşine para buldu buluşturdu da ondan kanser hastalığına yakalandı.”
Utanmadan bu şekilde söyledi. Allah’ın takdirini hiç hesap etmedi. Her borç ödeyen kanser mi oluyordu? Nice küçücük lösemili çocuklar da borç mu ödüyordu?
Ve babam hakkında “Allah onun bir sigarasını nasip etmesin” derken şimdi babamın üzerine kayıtlı. Babam kendi hastalığıyla uğraşırken bir de dedemin hastane işlerine koşturuyor. Büyük konuşmak böyle bir şey olsa gerek.
Yanında üç beş insan gelse ağlamaya başlar. Sorduklarında da babamın hastalığına üzüldüğünü söyler. Üzülen insan bu kadar haksızlık yapar mı? Ya da biz çocukları olarak babamıza ağladığımız zaman yanımızda birileri mi oluyor?
Şunu iyi biliyorum ki babamın yakınları bizi de istemiyorlar. Daha evliliklerinin ilk haftaları anneme yapmadıklarını bırakmamışlar. Bu insanlar annemi hep kıskanmışlar. Hâlâ da kıskanıyorlar. Bizim mutluluğumuzu asla istemiyorlar.
Olsun benim annem yalnız da olsa yüksekten uçar. Eline su dökemez kimse. Bu zamana kadar babamın o alttan almalarına bir kez olsun bir cümle etmemiş onun hatırını saymıştır. Bence bu büyük olgunluktur.
Bu hayatta şunu öğrendim ki bu yalan dünyanın bir gerçeği varmış. Bu dünyada ne iyiler ne de kötüler tükenirmiş? Selam olsun iyilere…
Rumuz: “Özlem” - Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.