Başkan olaya el koydu

A -
A +
“Müfettişin beş dakikalık kanaatiyle doktorun hayatının kararmasına içimiz el vermiyordu...”
 
 
Sağlık ocağına ansızın gelen müfettişin, beş dakikada ortalığı allak bullak etmesi; hiçbirimizin hâlini hatırını sormadan hesaba çekmesi, Doktor Bey'e de sanki bir komutanın askerine emir verdiği gibi emirler yağdırması çok zorumuza gitmişti.
O ise edindiği kanaati o yıllarda bilgisayar olmadığı için daktilosuna tıkır tıkır yazıyor bir taraftan da “görevi suistimal etmenin ne demek olduğunu anlayacaksınız” diye homurdanıyordu.
Tutanaktaki ifadeler kesinlikte aleyhimizeydi. Bu zehir zemberek yazı, değil Doktor Beyi, sağlık ocağı çalışanları olarak hepimizin cezalandırılmasına yeter de artardı.
Müfettiş Bey asık çehreyle kâğıdı şeritten çıkardı. Katlayıp cebine koydu. Yerinden kalktı. “İyi günler” bile demeden kapıya yöneldi.
Neden sonra fark ettik, dışarıda kendisini getiren makam aracını ve “hazır ol” durumunda bekleyen şoförü...
Ertesi gün kendi aramızda durumun kritiğini yapıyorduk. Doktor Bey suskundu. Yaptığı hizmetin karşılığı bu mu olmalıydı?
O ki göreve geldiği bu ilçede mesai saati ne demek gece gündüz herkesin hastasına koşuyordu. Kim çağırırsa ayağına kadar gidiyordu. Müfettiş sadece ceza veren mi olmalıydı? Çalışanların durumunu öğrenmek varsa bir aksaklık gidermek için il müdürlüğünden bakanlığa kadar durumu iletmekle görevli değil miydi? Ama bunu kime anlatırsınız? O yıllarda bürokrasi böylesine acımasız, çoğunlukta bürokratlar böylesine despottu...
Biz kendimizden çok çalışkan Doktor Bey'e acıyorduk. Bir müfettişin beş dakikalık ziyaretiyle oluşturduğu kanaat üzerinden bir doktorun hayatıyla oynanmasına içimiz el vermiyordu.
Bu üzüntü bir iki gün içinde ilçede kulaktan kulağa yayılmıştı. İlçenin ileri gelenleri Doktor Bey'i teselli etmeye uğraşıyordu...
Bir iki hafta sonra kişiye özel damgalı bir sarı zarf da gelmişti. Raporda “Vazife başında bulunmadığınız sürede nerede olduğunu ispat ederek bildirmeniz” diyordu.
Belediye Başkanı geldi hatırımıza. Onun sara hastası olan çocuğuna gece gündüz demeden çağrıldığında gitmemiş miydi? Belediye Başkanı konuyu öğrenince çok üzüldü. Çok da öfkelendi. “Böyle çalışkan bir doktora vazife mi sorulur?” diyerek ekledi: “Doktor o saatlerde Belediye Başkanı'nın evinde oğlunun tedavisi için bulunuyordu!"
Bu savunma sonucu ceza almaktan kurtulmuştuk... O günler gitti bir daha gelmesin inşallah.  
              Yusuf Ö.-Yozgat
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.