O ızdırabı hâlâ yaşıyorum...

A -
A +
 “Cumhuriyet Savcısı olarak o zengin çocuğuna hiçbir şey yapamamanın yükünü hâlâ üzerimde taşırım...”
 
 
Ana kızın ifadesini aldığım dam evde tam bir sefalet yaşanıyordu. Sırayla önce kızı, sonra anasını sorguladım. Her ikisi de sessiz sessiz ağlıyor, sorduklarımın pek azına kafalarını sallayıp cevap veriyorlardı. Ama sonuçta suçlarını kabul ediyorlardı. Ancak bunu neden yaptıklarına dair en küçük bir ipucu vermediler.
Onları dışarı çıkartıp jandarma komutanına teslim ettim. Komutanın ikisinin bileklerine tek bir kelepçe geçirdiğini bunalım içinde seyrettim. Daha mesleğimin başında bu görevi layıkıyla yapıp yapmayacağımı, sürdürüp sürdürmeyeceğimi iliklerime işleyen bir ızdırap ve samimiyet içinde düşündüm.
Bu olayda kızın 18 yaşından büyük olması ve herhangi bir zor kullanıldığı iddiası ve delili bulunmaması karşısında onun kimden hamile kaldığını öğrensem bile yapabileceğim bir şey yoktu.
Ancak bu işin ucunu bırakmaya da gönlüm razı olmamıştı. Komutan ile değişik yöntemler kullanarak bu durumun gerçekliğini araştırdık. Aslında kızı hamile bırakanın, köylerinin zengini ve pek çok arazisi ve malı davarı olan bir ağanın oğlu (….…) olduğu kanısına varmıştık.
Ancak bunu açıklamaları onlar için imkânsızdı. Ekonomik baskı ortada hiçbir delil bırakmamıştı. Evlenme vaadiyle kandırılmıştı belki ama maddi cebir kullandığına dair en ufak bir ipucu bulamadık. Ve ben Cumhuriyet Savcısı olarak o zengin çocuğuna hiçbir şey yapamamanın yükünü aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ üzerimde taşırım.
Daha önce sizinle bir komiserimin gösterdiği kahramanlığı burada paylaşmıştım. Hani evde saklanan tabancayı arayıp bulamadıkları ve gidecekleri sırada evin çocuğunun çocukça bir duyguyla tabancanın ambarda olduğunu söylemesiyle ister istemez bulduklarını, ama o anda babasının o çocuğa vereceği zararı düşünerek -bu çocuğa zarar vermemen şartıyla- bunu bulmuş saymayacağız diyerek çocuğun hatırına o görevini ertelediğini yazmıştım.
Ben ise, sefalet içinde yüzen bu zavallı ailenin kızının, direnmesi mümkün olmayan baskılar karşısında yaşadığı bu acı ve işlemek zorunda kaldığı bu suç sebebiyle onu bu suça iten o vicdansız hakkında işlem yapamazken o komiserimin gösterdiği cesareti kendimde bulamamış olmamı, acaba eleştirilebilir mi diye hep kendi kendimi sorgulamışımdır...
            Ali Rıza Cemeroğlu-Em. Cumhuriyet Başsavcısı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.