Gözden göze fark var

A -
A +
“İlk gördüğüm terlikçiye heyecanla soruyorum: “37 numara erkek terliğiniz var mı?”
 
Yer, Eminönü… Çarşının ortasında, kalabalığın içinde üç esmer çocuk dolaşıyor. Biri 12 yaşlarında, diğer ikisi 9-10 yaşlarında. Küçük olanlardan birinin ayağına ilişiyor gözüm, ilişmesiyle birlikte gözyaşlarıyla doluyor çıplak ayağı gören gözlerim.
Sanki çıplak ayakla sokaklarda dolaşan o değilmişçesine gailesiz, mütebessim çehresi de cabası… Etrafta terlik, ayakkabı satan bir yer arıyorum alelacele, ona hediye etmek için; bulamıyorum.
Gayri ihtiyari peşleri sıra yürümeye başlıyorum gözden kaçırmamak için, lakin kader bu ya koca çarşıda bir ayakkabıcıya rastlayamıyorum.
Amacıma ulaşana kadar gezintilerine gizliden gizliye ortak olmaya karar veriyorum. Bir sarmacı amcanın tezgâhında durup onu izliyorlar önce, etraftaki gözler ise onlara bakmıyor, bakmak istemiyor, görmüyor. Belki de alışmış gözler, merhametlerini suiistimal edenle gerçekten yardıma muhtaç olan birbirine karışıyor, haklı olarak.
Bir süre sarmacı amcayı izleyen masum gözler, yola devam ediyor; sıradaki durağı düşünmeden pervasızca. Çıplak ayaklı olan diğer ikisinden ayrılıp kendi başına yürümeye devam ediyor… Tabii ben de onunla yola devam ediyorum.
İlk gördüğüm terlikçiye heyecanlı ve aceleci bir ses tonuyla: “37 numara erkek terliğiniz var mı?” diye soruyorum, çocuğun ayakkabı numarasını doğru tahmin etmiş olmayı umarak.
“40 numaradan başlıyor bizim terlikler” cevabını aldığım an çocuğu gözden kaçırmamak için koşarak ayrılıyorum terlikçiden. Göz diyoruz değil mi? Yüreğiyle gören göz, bakmayı bilen göz, gözleri gören ama bakmakta kör bir göz, çeşit çeşit göz var…
Minik dostuma yetiştiğimde millî piyango satan bir amcanın yanına oturmuş, numara kazıyanları dikkatle incelerken buluyorum onu. Bakışlarındaki masumiyet ve merak kendisine hayran bırakıyor beni. Tam o anda karşımda bir mağaza bulup koşuyorum ve ona uygun olduğunu düşündüğüm ilk terliği, tişörtü ve çorabı alıp koşarak geri dönüyorum…
Ama Eyvah… Nereye gitti bu yavrucak? Sağ bakınıyor sola bakınıyor meydanda onu bulamıyor, endişeli gözlerle etrafı kolaçan ediyorum.
İki teyze benim o telaşlı halimi fark etmiş olacak ki:
“Kızım ne arıyorsun?” diye soruyorlar.
“Birine bakıyorum” cevabımın üzerine “telefonla ara kızım, neden uğraşıyorsun?” diyor teyzelerden biri. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.