“Âşık olmak böyle bir şeymiş”

A -
A +
“Buruk hayallerle memleketime dönmüştüm. Aklım fikrim, İstanbul’da Meltem’de kalmıştı.”
 
Arkadaşım Cemil'in beni böyle soğuk karşılayacağını bilseydim zaten bu düğüne gelmezdim. Ama olan olmuş geriye dönmek gelmekten daha zor gelmişti…
Birkaç hoş beşten sonra yanında bulunan iki kıza dönerek bana göre müstehzi bir tavırla dedi ki:
“İşte size bahsettiğim çocukluk arkadaşım Yaşar. Siz bakmayın böyle durduğuna usta bir şairdir.”
Damarlarımdaki kanın beynime hücum ettiğini hissettim. Sanki başımdan aşağı kaynar sular dökülmeye başlamıştı. Terlemeye başlamıştım ama kızgınlığımı belli etmemeye çalışıyordum. Sonra bana döndü:
-Bu güzel kızlar da, nişanlım, artık eşim Melisa ile baldızım Meltem…
Hoş geldiniz dediler her ikisi de… İşte o an gözlerim Meltem’in gözleriyle buluştu. Aman Allah’ım iri ela gözlü bir ceylan duruyordu karşımda. Büyülenmiştim, donup kalmıştım âdeta. Cemil benim şaşkınlığımı anlamış gibiydi:
-Ne oldu Yaşar? Meltem’i yoksa tanıyor musun? Kendisi yakında doktor olacak, Tıp Fakültesi son sınıfta okuyor, dedi.
Kendimi çabuk toparladım:
-Yok bir şey Cemil, ben İstanbul’a ilk defa geliyorum. Yol yorgunluğundan olsa gerek.
-Öyle ise vakit kaybetmeyelim, bizim eve gidelim. Annem seni benden çok merak ediyor; senin bu düğüne gelmeni inan benden daha çok o istedi.
Cemil’den yine bir aşağılama gelmişti. Yine bozulmuştum ama yapacak bir şey yoktu. Cemil’in son model arabasına yöneldik...
            ***
Cemil’in düğününden sonra buruk hayallerle memleketime dönmüştüm. Aklım fikrim, kalbim İstanbul’da Meltem’de kalmıştı. Aradan iki ay geçmiş olmasına rağmen onu bir türlü aklımdan silip atamıyordum. Aşk denilen duyguyu en sonunda ben de tatmıştım. Kısacası ilk kez gördüğüm, göz göze geldiğim kıza âşık olmuştum... Bendeki bu değişikliği annem babam tüm arkadaşlarım dahi fark etmiş beni soru yağmuruna tutmaya başlamışlardı bile.
Ama âşık olmak böyle bir şeymiş ki kimseye bir kelime dahi söyleyemiyordum. Onlara ne diyecektim ki? “Bir kez gördüğüm İstanbul güzeli bir kıza âşık mı oldum?” diyecektim. Cemil’den sonra bu defa anneme arkadaşlarıma dostlarıma da maskara mı olacaktım? Meltem kim ben kimdim? O doktor adayı bense Anadolu'da yaşayan İstanbul’u ilk defa gören bir işçi. Aramızdaki fark siyahla beyaz kadar ayrıydı. Ben onunla ayrı dünyaların insanları olduğumuzu bilecek kadar şair ruhluydum. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.