“Sen o yüzbaşısın, tanıdım...”

A -
A +
“O bayram günü Beylerbeyi’ne rahmetli Kasım Arvas Amcalara bayramlaşmaya gitmiştik...”   12 Eylül 1980 ihtilalinde, görevli olduğum askerî birliğe polislerin sorgulamak için getirdiklerinin arasında Seyyid Ahmet Arvasî Bey'i de görmüş, Erim Yüzbaşıdan da ismini net öğrenince ona durumu anlatarak kendisini misafir etmemiz gerektiğini dün anlatmıştım... Hâlini hatırını sorduktan sonra da “Efendim sizi niçin tutukladılar” diye sorduğumda cevaben dedi ki: “Benim siyasi yönden hiçbir suçum yoktur ama ecdadıma olan düşmanlık dolayısıyla tutuklandıysam işte o zaman korkarım!..” O gece biraz daha yanında kalıp sohbet ettikten sonra fazla yormamak ve istirahat etmesi için yanından ayrıldık. Ayrılırken de bir ihtiyacı olduğunda kapıda görevli bir er olduğunu kendisine arz ettik. Çok memnun kaldılar. Onların o rahatlaması karşısında benim de gönlüm teselli buldu. Bu konuda bana yardım eden Erim kardeşimden de Allah razı olsun. Onun verdiği destek çok önemliydi… O güne kadar kendisini hiç görmemiştim, gıyaben tanıyordum. Yüz yüze tanışmamız o güne kısmet olmuştu… Ertesi gün Emniyet'ten gelen görevli polisler onu ve beraberinde soyadı Bilgiç olan bir siyasiyi Ankara’ya götürdüler. Bize veda ederken “Beni merak etmeyin polis arkadaşlar bizi tanıyorlar Ankara’ya inşallah güvenle gideriz” dediler. Ve o bir gecelik misafirlikten sonra onları Ankara’ya uğurladık... Yaklaşık üç sene sonraydı… Bir bayram günü Beylerbeyinde oturan Rahmetli Kasım Arvas Amcalara bayramlaşmaya gitmiştik. Misafir odasında köşedeki koltukta oturmakta olan sakallı bir zat, bana dikkatli dikkatli bakıyordu. Bir müddet sonra bana dönerek; “Seni tanıdım. Samandıra Kışlasındaki o yüzbaşısın” dedi. Ben de o anda kendisini tanıdım. Sakal bıraktıkları için kendilerini ilk anda tanıyamamıştım. Bize dua ettiler. O akşam arabalarıyla beni ve ailemi Ümraniye’ye eve bıraktılar ve bilahare Erenköy’e döndüler. O görüşme son görüşmemiz oldu; uzun uzun sohbetlerinde bulunmak isterdim, nasibimiz bu kadarmış. Bir yıl sonra Ankara’da bir gece kışlada nöbetteyken vefat haberini aldık... Nur içinde yatsın. Çok şanslıymışım ki Allahü teâlâ o gün bu mübarek insanın Seyyid, alperen bir ağabeyimizin orada bulunduğu sırada onun orada bir misafir gibi karşılanmasına ve imkânımız elverdiğince rahat ettirilmesine bizi vesile kıldı… Onun hizmetinde bulunmayı ve duasını almayı nasip eyledi…

           Mustafa Beşdere-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.