Debbur Mustafa

A -
A +
Babası hem oğluyla ilgilenmiyor hem "oğlum avukat olacak" diye etrafına hava atıyordu!..   Gaziantep’in Burç nahiyesine bağlı bir köyde, çok önceki yıllarda doğmuş olan Mustafa’nın hikâyesidir bu... Köyde babasına Kekeç Hayri derlerdi. Pek dürüst değildi bu adam. Nasıl olduysa, kısa süreli muhtarlığı sırasında, onun bunun hakkını yiyip çalıp çırptığı için köylü, kendisinden nefret etmişti. Bir gün köye bir düğün vesilesiyle gelen misafirlerin eşyaları da çalınınca köylü “yeter artık!” diyerek isyan etmiş, ona muhtarlığı zorla bıraktırmışlardı... Muhtar öyleydi de karısı iyi miydi? Onun da, kocasından aşağı kalır yanı yoktu... Hatta büyük oğlu Mahmut, babasının yüzünden adam vurup, hapiste yatmış, çıktıktan sonra da, köyü terk etmiş, daha doğrusu bir daha köye dönememişti. Muhtarın beş çocuğundan biri Mustafa’ydı. Mustafa bambaşka bir çocuktu... Küçük yaştan okumaya vermişti kendisini. O kadar ki, yarı çıplak yarı aç olmasına rağmen yılmadan eğitimine devam etti... Kendi kendine hep bir çıkış yolu arıyordu: “Kurtulacağım bu sefil hayattan. Okuyup adam olacağım” diyordu. Nitekim öğretmeninin de yardımıyla, yatılı bir okul kazanıp İstanbul’a gelmişti. Varlıklı olmasa da sonuçta hâli vakti yerinde olan babanın evladıydı. Ama babasının bir kuruşunu dahi görmeden ortaokul lise derken üniversite imtihanlarını kazanıp Hukuk Fakültesine kadar yükselebilmişti. Mustafa, fakültede arkadaşlarının yardımıyla, okurken, babası oğluna hem yardım etmiyor hem de “Benim oğlum akubat (avukat) olacak” diye etrafına hava atıyordu. O yıllarda sınav sistemi böyle değildi. Mustafa son sınıfta iki dersten bütünlemeye kalmıştı. Bütünlemede de sınavı veremeyince bir yıl beklemek zorunda kaldı... Köye geldiğinde tarlada çalışırken, kendisiyle anlaşamayan köylüden ve özellikle ailesinden kaçarcasına içine dönük bir hayata kapıldı Mustafa... Bir zaman sonra, kendi kendisiyle konuşur oldu problemli genç… Kim bilir ne derdi vardı? Bu bakımdan ona “Debbur Mustafa” dedi köylü. Ailesi köyde haysiyetlerine leke geldiği için duramayıp şehre göç ederken, Mustafa’yı beraberinde götürmedi... Çünkü onunla uğraşmak istemediler… Okul hayatı da sönmüştü zavallı gencin... Artık o, içinden çıkamadığı problemleri haykırmak için Karadağ’a koşuyordu... Köylüler Mustafa’nın iyice delirdiğine kesin olarak inanmıştı. DEVAMI YARIN  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.