Bilirim trafik sıkıntısını

A -
A +
“Ben, biricik yavrusundan uzakta kalmış, yuvası dağılmış talihsiz bir babayım...”
 
 
Şu İstanbul’un altını üstüne getiren trafik kargaşası sebebiyle, ne akla hayale gelmez şeyler oluyor da, kimse bilmiyor...
Bundan bir ay kadar önce, Fatih istikâmetine gidecektim... İşim o kadar acele ki, tarif edemem... Ama ne bir belediye otobüsü geliyor ne de, boş bir taksi... Yollar zaten tramvay inşaatı sebebiyle kapalı...
Hiç âdetim olmadığı hâlde bir otostop yapmak zorunda kaldım... Gelen özel otomobillere işaret etmeye başladım... Şükür, son derece lüks bir otomobil durarak beni aldı:
-Buyur, gel kardeşim... İşin acil galiba...
-Teşekkür ederim abi... Gerçekten çok acil bir işim var da. Kusura bakma, mecburen size el kaldırdım...
Adamcağız, bu sözüm üzerine şöyle dönüp yüzüme baktı. Ben de gayriihtiyari ona baktım... Gözlerini gözlerimde gezdirip dert dinleyecek biri olduğuma karar vermiş olmalı ki başladı anlatmaya...
-Ah delikanlı ah! Şu İstanbul trafiği değil mi benim dünyamı karartan... Ben bilirim trafik sıkıntısını... Ben...
-Hayırdır abi?
-Şu hâlimi görüyorsun işte değil mi? Allaha şükürler olsun, işim yerinde... Maddi yönden hiçbir sıkıntım yok... Kendimi çekip çevirdim ve iyi bir maddi imkâna sahip oldum...
-?..
-Ama ben, biricik yavrusundan uzakta kalmış, yuvası dağılmış talihsiz bir babayım...
-Allah Allah?
-Evet... Yıllar önce mutlu ve huzurlu bir yuvaya sahiptim ben... Bir kızım dünyaya geldiğinde, mutluluktan uçuyorduk... Ama düşmez kalkmaz bir Allah... Ekonomik yönden bozulmaya başlayan iş hayatım öyle bir hâl aldı ki, ipin ucunu iyice kaçırmıştım... Protesto edilen çekler senetler, haciz gelen iş yerim vs. derken, bir sefilliğin içinde bulduk kendimizi...
Kendimden kaçıyorum düşüncesiyle, alkol denilen baş belasına alıştım. Öyle alıştım ki, anlatamam; dışarıdan bakan birisi beni tam bir sokak serserisi zannederdi...
Evde hanımın ve çocuğumun yüzüne bakacak hâlim kalmamıştı... Çünkü ayık hâldeyken, ben bile kendimden iğreniyordum... Tabii, bu perişan hayata tahammül edemeyen hanım, beni terk edip babasının evine gitti... Zerrece haksız bulmadım onu... Çünkü benim o hâlimi görseydiniz siz de eşime hak verirdiniz... Ayık zamanım sarhoş zamanımdan az olduğu için önceleri bu gidiş beni etkilemedi ama aradan zaman geçtikçe, yalnızlıktan bıkıp usanıp, çoluk çocuğumu özlemeye başladım... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.