“Şu garibe yardım edelim!..”

A -
A +
“İşte bir insandı nihayetinde. Yardımı da Allah rızası için bir vatandaşına yapıyorduk”   Uzunca yıllar önce, Malatya’daki bir askerî birlikte astsubay olarak görev yapıyordum. Hemen karşımızda Trafik Bölge Müdürlüğü vardı. Orada görevli trafik polisleriyle irtibatımız oluyordu. Sık sık birbirimize gider gelirdik. Soğuk bir kış günüydü. Bölge müdürlüğünde bir çay içimi sohbet esnasında, laf bu kışta kıyamette fakir fukaranın ne yaptığına nasıl gidip geleceğine hepimiz hâlimize şükrettik. İşte tam bu sırada binanın penceresinden dışarıda bir adamın,  araba beklediğini fark ettik. Adamcağız her gelen arabaya el kaldırıyor, arabalar önünden geçip gittikten sonra da sağa sola gidip gelerek ısınma için garip hareketler yapıyordu... Bu hâliyle tam bizim hâline acıdığımız insanlardan birini teşkil ediyordu... Komiser arkadaşa dedim ki: “Gel, şu vatandaşa yardım edelim. Gideceği yere kadar bırakalım” Teklifimi kabul etti. Bekçi arkadaş gidip adamı çağırdı. Bir çay içirdik kendisine iltifat ettik. Hatta acıkmış olduğunu düşünerek yiyecek bir şeyler ikram ettik ve karnını da doyurduk. Malatya’ya gidecekmiş. Nasıl olsa ben de oraya gidecektim. Arabama alıp Malatya’ya kadar götürdüm. Yol boyu da pek konuşmamıştık... Hani böylesi durumlarda kimsin ne iş yapıyorsun gibi soru sorup da yaptığın bir iyiliğin karşılığında hesaba çeker gibi konuşmayı saygısızlık olur diye değerlendirdim. İşte bir insandı nihayetinde. Yardımı da Allah rızası için ülkemizin bir vatandaşına yapıyorduk… Sadece arabadan inerken kartımı kendisine verdim:  “Bir ihtiyacın olursa, yardımcı olmaya hazırım” dedim... Bana kibar bir dille çok teşekkür ederek arabadan indi… Bu olayın üzerinden bir ay kadar zaman geçmişti. Bir asteğmen arkadaşım yanıma geldi. Ehliyet almak için uğraştığını anlatıp bir rapor çıkartma konusunda sıkıntı yaşadığını söyledi. Benim hastanede tanıdıklarım olduğu için yol gösterme anlamında benden yardım istiyordu... Gerekli formaliteleri doldurup, birlikte hastaneye gittik. Oradaki işlerimiz çabucak bitmişti ama asabiye mütehassısı yoktu. Yani şimdiki ismi galiba sinir hastalıkları veya nöroloji olması gerekiyor… Ama asteğmen arkadaşın rapor işlerini o gün içinde halletmemiz gerekiyordu. Bu arada asabiye doktorundan bölüm asistanına telefon gelmiş:

“Az sonra geliyorum. Hastalar bir yere ayrılmasın!” demiş. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.