"Bize mektup var mı?"

A -
A +
 “Hasan Amca'dan kalan güler yüzlü postacı olma âdetini devam ettirmeye çalışıyorum...”
 
Dedem anlatırdı… Mahallemizde yıllardan beri herkesin tanıdığı bir postacı varmış. Kim onu ne zaman görse yüzü gülen bir insanmış. Mahalleli “bize mektup var mı?” diye sorduğunda “var” veya yoksa “nasipse bir dahaki gelişime” diye olumlu cevap verirmiş... Bir gün dedem bu postacıyla konuşmuş. Mesleğini niçin bu kadar sevdiğini sormuş. Postacının da vakti varmış ayaküstü anlatmış sebebini:
“Benim çocukluğumda mahallede benim gibi bir postacımız vardı. Adı Hasan’dı. Hasan Amca'yı mahallemizde sevmeyen çocuk yoktu. Çünkü Hasan Amca’nın çantasında mektuptan başka çeşit çeşit şekerler vardı. Biz çocuklar oyun oynarken postacı Hasan Amca geldiği zaman etrafına üşüşür sorardık hep bir ağızdan:
-Hasan Amca bize mektup var mı?
O da bizlere, çantasından çıkardığı şekerlerden uzatır 'çocuklar bugün size mektup çıkmadı ama şeker çıktı' diyerek her birimize birer şeker verirdi. Biz de zaten şeker almak için gittiğimizden sevinerek yanından uzaklaşırdık. Hasan Amca'nın o hâlini o kadar sevmiş ve benimsemiştim ki 'ben büyüyünce postacı olacağım' derdim... Bütün hedefim Postacı Hasan Amca gibi olabilmekti. Ve bir gün postacı oldum; ama onun gibi olamadım. Niçin? Çünkü içinde yaşadığımız toplum birbirinden kopmuş kendi bireysel hayatına çekilmiş. Eskiden mahalleli birbirinden uzak değildi. Mahalledeki varlıklı insanlar da sadece kendilerini düşünmezdi. Postacı olduğumda kendi kendime sordum: 'Hasan Amca her gün o kadar şekeri nereden buluyormuş böyle?' Buna para mı yetişir?
Meğer Hasan Amca'ya o semtin zenginleri belirli miktarda para verip diyorlarmış ki: 'Bu parayla çocuklara şeker dağıt sevinsinler. Çocuklar sevgiye muhtaçtır. İlgiye muhtaçtır. Onları severek küçücük küçücük üzüntülerini bir şekerle de olsa gidermiş olursun...'
Gerçekten de biz çocukken aramızda mızıkçılık da olsa yahut dersten zayıf alsak veya o gün annemizden azar işitsek yani çocukça moralimiz bozuk olsa Hasan Amca'nın verdiği şeker ile mutlu olurduk. Şimdi ben de postacıyım ama bana şeker alıp dağıtmak için yardım edecek zenginimiz yok. Onlar eski İstanbul’un güzel âdetlerinden biriymiş. İstanbullularla birlikte tarih olmuş. Ben de çaresiz Hasan Amca'dan kalan güler yüzlü postacı olma âdetini devam ettirmeye çalışıyorum...”
Dedem demişti ki: "Ecdadımız dünyanın gönlünü cömertlik ve kardeşlik duygusuyla kazanmışlar.”
              K. Y.-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.