Ön yargının yanlışlığı!..

A -
A +
“Baktığımda bir de ne göreyim; o kadın… Çay bahçesinde rahatsız olduğum yaşlı kadın...”
 
Lâpseki’ye geçeceğimiz son araba vapuru da arıza yapıp iptal olunca bize iki tercih kalmıştı. Ya Karadenizli kaptanın teklifini kabul edip teknesine binerek gitmek… Ya da o geceyi orada veya bir otelde geçirmek… İster istemez kaptanın teklifi daha mantıklı geldi. Teklifini kabul ettik. Üç araba tekneye sıkışık vaziyette Lâpseki’ye doğru yola koyulduk...
Biz sürpriz yolculuğun nasıl geçeceğini merak ederken teknede kaptan ile yardımcısı keyifliydi. Biz de yolculuğa alışmış denizi seyre dalmıştık…
Her şey birdenbire oldu… Gökyüzü kıpkırmızı kesildi. Hava karardı. Denizde nazlı bir gelin gibi süzülen tekne lodos sebebiyle çıkan dalgalar arasında fındık kabuğu gibi sallanmaya başlamıştı.
Kaptan bizlere “sakin olun bu hava gelir geçer” diyordu gel de sakin ol…
İçimden tam bir teslimiyetle “Ya Rabbi sen bilirsin” diyordum ki kulaklarıma onca gürültü ve heyecan arasında dua ve yakarışlar gelmeye başladı. Bir de ne göreyim; o kadın… Hani şu vapur beklerken çay bahçesinde hâl ve hareketlerinden rahatsız olduğum yaşlı kadın. Sırtına bir şal, başına bir örtü almış bildiği bütün duaları peş peşe sıralıyordu.
Bu manzara karşısında irkildim. Hayretler içinde donakaldım. Allah korkusu kadının benliğini sarmış dua etmekten başka bir şey düşünmüyordu. Onun okuduğu duaları doğrusu ben bilmiyordum.
Bir müddet sonra kaptanın dediği gibi deniz duruldu. Rabbim imdadımıza yetişmişti. Kaptan hepimize “geçmiş olsun” dedi ve ekledi:
“Ben on dört senedir ha bu kıyıda karşıdan karşıya yolcu taşırım böyle bir hava görmedim!..”
Çok şükür sağ salim Lâpseki’ye yanaştık. İskelede bir ara geriye baktığımda birinin toprağı öptüğünü tekrar tekrar dua ettiğini gördüm. Bu yine o yaşlı kadındı. O gün Çan’a doğru yol alırken zihnimde başlayan düşünce şuydu:
Neden biz insanlar sadece felaketler anında Rabbimizi hatırlıyorduk? Neden her anımızda ona iltica etmiyorduk… Sağlığımız sıhhatimiz yerindeyken niçin ona ibadet ve tâatta kulluk etmekte hiç endişe etmiyorduk.
Diğer yandan şunu düşünüyordum, hiç kimse insanların dış görünüşüne bakarak kimse hakkında şöyledir böyledir diye niyet okuyuculuğu yapmamalı. Hâl ve hareketinden dolayı ön yargı beslediğim o yaşlı kadının yüreğindeki inanç ve bildiği dualar ve o anlarda Rabbine iltica etmesi ve sığınabilmesi ayrı bir kültür birikimi bir inanç iman alameti değil miydi?
           Salim Yücede-İzmir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.