Niyet halis olunca...

A -
A +
“Bu sefer tam tersini yapıyorum, alın sandalyeyi en arkadan yapacağım konuşmamı...”
 
İzmir Bornova’da acemi birliğindeyim; 1997 yılının nisan ayındayız. Acemiliği atlatıp usta asker olacağım günü iple çekiyorum… Bu arada İzmir’de kız kardeşimin düğün merasimi olacak. Karabağlar Türkiye gazetesi tesislerinde ve nikâhı da Enver Ören Abimiz kıyacak. Ziya Yalçın Ağabeyimizin oğlu Faruk Efendi ile…
Bütün hazırlıklar tamamlanmış misafirler yola çıkmış Ege bölgesinden de birçok arkadaş nikâh merasimi vesilesiyle Enver Abiyi görmek için matbaaya akın etmişlerdi.
Peki, ben ne olacaktım?
Askerde idim ve aynı şehirdeki merasime gidemeyecektim. Oturup dua etmekten başka şansım yoktu. Birlikten çıkabilme ihtimalim yoktu. Yemin merasiminden önce ve de hafta içi olmuş bir durum değildi.
Nasıl oldu hâlâ bilmiyorum, “bölük komutanı seni çağırıyor” dediler. O da diğer bölük komutanlarının yanına gitmiş. Tepeler, birlikler aşa aşa bölük komutanını buldum.
-Beni emretmişsiniz komutanım, dedim. Bana dedi ki: 
“Akşama kadar izinlisin, izin kâğıdını getir imzalayayım. Nizamiyeye verirsin dışarı çıkarsın!”
“Emredersiniz komutanım!”
İçimden “Allah Allah bu nasıl oldu?” demeye kalmadan bir çırpıda hâkî kıyafetlerimi giyerek dışarı çıktım. Ama ne ben İzmir’i biliyorum ne İzmir beni… Bir dolmuşa atladım “merkeze yakın bir yerlerde inerim” diyerekten. Kafamda “matbaayı nasıl bulurum?”, “Hangi araba nereden gidiyor?” gibi düşünürken yanımdan kırmızı bir Brodway geçti ve az ileride durdu.
Arabadan babam, annem, babaannem, anneannem, kuzenim çıkmasın mı?
Rüyada görsem inanmam… Onlar da “Aha bu asker Masum’a benziyor” diyerekten tereddüt etmişler, az ileride durmuşlar.
Vay bir sarılma bir sevinç ki sormayın… Bari nikâha yetişeyim derken hem ailemi gördüm hem kardeşimi ziyaret ettim… Matbaaya geldik ama herkes Enver Abi gelecek diye en önleri kapmış. Kaldık biz en arkalarda. İçeride hava sıcaklaştı ben hâkî kıyafette terlerdeyim. Tek derdim arkalarda kalıp Enver Abiyi göremeyeceğim idi.
Allahü teâlâ şefaatlerine nail eylesin, Enver Abimiz teşrif ettiler ve dediler ki:
“Bu sefer tam tersini yapıyorum, alın sandalyeyi en arkadan yapacağım konuşmamı...”
Tüm sandalyeler tersine döndü biz en arkada oturuyor iken en önde oturmuş olup sebeplendik… Hiç unutamam o günü…
Nereden nereye… Ziya Yalçın Abimiz de Enver Abimizde ahirete irtihal eylediler. Rabbim inşallah ayrılığın olmayacağı yerde hepimizi kavuştursun…
               M. Masum Hattatoğlu-Nazilli
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.