Onu ne çok sevmiştim...

A -
A +
“Her sene benden biraz daha küçük boyda kalan bu arkadaşıma sevgim saygıya dönüşmüştü...”   Çocukluğumun mahallesindeki küçük eve taşınan yaşlı karı kocanın çocuk dünyamda oluşturduğu hayal kırıklığıyla birlikte annemin ısrarıyla “hoş geldiniz” ziyaretine gittiğimiz aileyle ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Bizi kapıda karşılayan güler yüzlü nineciğin o kadar küçük bünyesi vardı ki neredeyse kendimi ondan büyük görmeye başladım. Bizi güler yüzle içeri buyur etti. Ardı arkası kesilmeyen ikramlarda bulundu. Özellikle benim çevremde pervane oldu. O yaşlı ninenin yetmişli yaşlarda olduğunu öğrendim. Annemle sohbet arasında hiç çocuklarının olmadığını anlatırken iç çekiyor, çocukları çok sevdiğini söylüyordu. Acaba beni de çok sever miydi her zaman? Ona karşı içimde bir sevgi bir saygı uyanmıştı. Onun benimle bu derece ilgilenmesi yüreğindeki evlat hasretinden olmalıydı. Ayrılırken bizi kapıya kadar uğurladı “yine beklerim ne olur” diye de davetini tekrarladı. Annem “siz de buyurun” diyerek mukabelede bulundu. Yolda annem “umur görmüş, münevver bir hanım” deyip duruyordu ama annemin ne dediğini anlayamıyordum o yıllarda. Fakat bu minyon tipli, yüzünden hiç tebessüm eksilmeyen nine ile aramızdaki bağ gittikçe kuvvetlendi. Sanırım bunda ninenin o minyon tipinin de etkisi vardı. Çünkü konuşurken gülüşürken aynı boyda göz göze gelerek konuşup gülüşüyorduk. Benimle tıpkı bir çocuk gibi oynardı. Onun beş vakit namazını kılmasını sabırsızlıkla beklerdim. Bir de Kur'ân-ı kerim okumasını sessizce dinler dinlerken de tarif edemediğim çocuksu bir mutluluk duyardım… Onunla bu sarsılmaz dostluğumuz beş yıl kadar sürdü… Hastalandı minik bedenli benim büyük arkadaşım… Her sene benden biraz daha küçük boyda kalan bu arkadaşıma duyduğum sevgi artık saygıya dönüşmüştü… Bir kış sabahıydı… Rahmet-i rahmana kavuşmuş dediler… Ne dediklerini anlamadım ama içimin cızz ettiğini hatırlıyorum… Çünkü insanlar bunu söylerken çok üzgün söylüyorlardı… Ev halkımızın “sen çocuksun” diyerek beni engellemek istemelerine rağmen cenazesi kaldırılana kadar başında bulunup gözyaşı dökmüş onun bana öğrettiği duaları onun ruhuna okumuştum… Meğer onu ne çok sevmiştim… Şimdi aradan yıllar geçti… Nerede bir çocuk görsem o nineciğimi hatırlarım…           Zerrin İpek-Bursa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.