''Allah rızka kefildir oğlum''

A -
A +
Notu okuduktan sonra babam hayret etti ve ''Oğlum 9 yaşında bunları düşünme'' dedi...
 
“Baba ben ağabeyime sordum. Bizim 60 dönüm arazimiz varmış. 30 dönümünü bir sene ekiyormuşuz, 30 dönümünü nadasa bırakıyor sonraki sene ekiyormuşuz. 30 dönüm araziden 300 ölçek ekin çıkıyormuş. Bunun 200 ölçeğini değirmende öğütüp evde pişirerek 10 nüfus o sene yiyormuşuz. Bu bize yetiyormuş. 50 ölçeğini gelecek seneye tohum olarak saklıyormuşuz. Diğer 50 ölçeği de hayvanlarımıza yem olarak kullanıyormuşuz. Yaylada 3 ay kalıyormuşuz. Bu sürede evimize 60 yük odun getiriyormuşuz. Kışın sobada o odunları yakarak ısınıyormuşuz. Samanlıktaki samanları da hayvanlar yiyip bitiriyor ve böylece 8 ay çalışıp kışın 4 ay evde kalıyoruz...”
Babam kâğıttaki notumu okuyunca kendisi ve arkadaşı Ahmet Amca dediler ki:
“Evladım daha sekiz yaşında bir çocuksun. Bunları niçin düşünüyorsun? Senelerce bu köyde insanlar hayatlarını böyle devam ettiriyor. Yüce Allah yarattığı kullarının rızıklarını da elbette veriyor. Rabbim kimseyi aç bırakmaz...”
O sene değirmen için su arkı olarak kullanacakları kanalı kazdılar. 1948 senesi değirmenin binasını yapmaya başladılar. Ben yine onlara yemek götürdüğüm bir gün yine bir kâğıda not yazdım. Babamla Ahmet Amca yemek yerken onlara yazdığım ikinci notumu okudum:
“Gençler nasıl evlenirler?” diye ağabeyime sordum. Dedi ki: ''Bizim köyde birisi oğlunu evlendirirken 2 tarla satıyormuş. Birisi başlık parası olarak kız ailesine veriliyormuş. Diğerinin parası ile de oğlunu evlendiriyormuş. Adamın 12 tarlası varsa 10 tarlası kalıyormuş. Kız evladı varsa bir tarlasını satıyor çeyiz için harcıyormuş. Dokuz tarlası kalıyormuş. 3. bir evladı daha varsa ve 3. evladı da oğlan ise onun düğünü için de yine iki tarla satıyormuş... Bu böyle gidiyormuş. Köyde her tarladan bir aylık mahsul çıktığına göre beş ay bunlar ne yiyecek?”
Kâğıdı okumayı bitirdim. Ahmet Amca ile Yakup Babam hayret ettiler.
“Hamit oğlum sen dokuz yaşındasın bunları niye düşünüyorsun? Allahü teâlâ kimseyi mağdur etmez” dediler. Ben o zaman şöyle dedim:
“Baba ben asker olunca tezkeremi aldıktan sonra köye dönmem. Başka bir iş bulurum.”
Nitekim 1959 yılında asker oldum. Şubat 1961 yılında da İstanbul Davutpaşa Topçu Taburundan terhis oldum. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.