“O tozu sakın zayi etme!”

A -
A +
“Burayı kazacaksın… Buradan bir küp çıkacak… Küpün içinde beyaz bir toz var… Sakın zayi etme!
 
Babamdan dinlemiştim… Neredeyse yarım asırlık hatırasını dün yaşamış gibi heyecanla anlatırdı... Bir gece rüya görüyor babam. Hatıra da bundan sonra başlıyor… 
-Rüyamda bir kimse gelip bana sesleniyor:
“-Haydi düş peşime!”
Nasıl bir etki ise hiç itiraz etmeden kimdir nedir sorgulamadan adamın peşine düşüp gidiyorum.
Gittiğimiz yerler hep bildiğimiz yerler.. Bizim köyün kenarındaki arazilere doğru gidiyoruz. O önde ben arkada hiç konuşmadan yürüyoruz…
Vara vara amcalarımın mülkü olan tarlanın kenarına geliyoruz. Tarlayı ortadan ikiye bölecek şekilde ilerledik. Kavun büyüklüğünde sarı bir taşın olduğu yere geldik… Yüzünü göremediğim adam eliyle o taşı göstererek:
“Burayı kazacaksın… Buradan bir küp çıkacak… Küpün içinde beyaz bir toz var… O tozu sakın zayi etme! Çok kıymetlidir unutma! Yarın gel burayı kaz!”
Adam birdenbire buhar olup yükselir gibi kayboldu gözümün önünden… Çok korkmuştum… O korkuyLa yatakta sıçramışım… Gözlerimi açtım ki kan ter içerisindeyim… Kendime gelemedim bir süre… Artık sabaha kadar gözüme uyku girer mi? Tarla ki apaçık görüyor gibi gözümün önünde… O gördüğüm taş eğer sahiden varsa avucumun içi gibi biliyorum kazacağım yeri…
Hiç bilmez miyim? O tarlada bizim de hakkımız vardı da amcam bir numara ile mülkü kendi üzerine geçirivermişti. Taşlıarmut diyorduk o tarlaya...
Sabahı dört gözle bekledim. Bu arada içime bir kuşku düştü. Öyle ya zaten amcamla aramızda içten içe bir husumet vardı. Bir kıskançlık, bir çekememezlik vardı… Eğer ben o tarlayı niçin kazdığımı söylersem asla izin vermezdi. İzin vermediği gibi merakından gidip kendisi kazardı…
Bir formül bulmalıydım… Düşün babam düşün… Ne yapsam ne yapsam derken sabah ezanları okunuyordu ki kendime göre formülü buldum.
Derim ki: “Amca hani bizim ağıl yıkılmıştı ya… Duvarı örmek için taş lazım… Eğer izin verirsen sizin Taşlıarmut’tan biraz taş çıkartayım.”
Amcama böyle söylersem izin verirdi. Çünkü yüzümüze karşı birbirimize can ciğer akraba idik... Yardım edecektik elbet… Sabah erkenden gidip amcamların kapıya dayandım.
-Amca, sana bir şey söylemeye geldim.
-Hayırdır yeğenim de bakalım ne diyeceksin?
Gece kurguladıklarımın aynısını söyledim ve ne cevap vereceğini beklemeye başladım. Şöyle bir gözüme baktı. Sonra başını yere eğdi ve sanki zaman kazanmak için mırıldandı:
“Şimdi işim var oğlum… Yarın gel, sana nereyi kazacağını göstereyim...” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.