“Bu cetvel neye yarar?”

A -
A +
Müfettiş bey beklemediği bu cevap karşısında, hayretler içinde kalmıştı!..     İldeki kasaba okullarından birinde tatlı bir telaş vardı. Çünkü yıllık mutat yani olağan teftiş ve rehberlik çalışmaları yapılmaktaydı. Teftiş yani denetim grubunun başkanı, okuldaki sınıfları müfettiş beylere taksim ederek planlamasını yapmıştı. Bu plan çerçevesinde grup üyeleri dersliklere dağılmışlardı. Üçüncü sınıfların teftişinden sorumlu olan müfettiş bey, çalışmalarını sürdürmek için öğretmenden izin isteyerek dersliğe girdi. Kısa bir tanıtımdan sonra, öğrencilerin heyecanlarının gitmesi için kendileriyle; “hangi takımı tuttukları, büyüyünce ne olacakları vb.” hususlarda küçük konuşmalar yaptı. Öğrenciler neşelenmiş, aralarında hoş bir yakınlık doğmuştu. Sınıf başkanının adını sordu, Melike adında, gözlerinin içi gülen bir kız öğrenciydi. Nasıl başkan seçildiğini anlatmasını istedi. Bu konuşmalarla günlük hayata ve Hayat Bilgisi dersine geçiş yaptı. Sanki sohbet yapıyormuş gibi ünitelerle ilgili bilgilerini yokladı. Daha sonra da matematik dersi ile ilgili bilgilerini ve gözlemlerini ölçen sorular sordu, öğrencileri konuşturdu. Bakkaldan alışveriş yapıp yapmadıklarını, neler aldıklarını anlattırdı. Para üstü almayı hesaplattı... Uzunluk ölçüleri bahsinde yani konusunda enteresan bir şey oldu… Yazı tahtasının tebeşir konulan ön kısmında müfettiş beyin gözüne 30 cm ebadında tahta bir cetvel ilişti. “Acaba ölçümlerle ilgili gözlemler yapmışlar mı? Uzunluk kavramını, tahmin etmeyi vb. biliyorlar mı?” diye düşünerek, cetveli eline alıp öğrencilere gösterdi: “Çocuklar bu nedir?” dedi. “Cetvel” dediler. “Peki neye yarar?” diye sordu. “Onunla öğretmenimiz bizi döver” diye cevap aldı... Müfettiş bey beklemediği bu cevap karşısında, hayretler içinde kalmıştı. Daha bir şey demeye fırsat kalmadan öğretmen atıldı: “İyi düşünün çocuklar, böyle bir şey oldu mu?” Bunun üzerine öğrenciler, kararsız bir tavır içinde kaldılar. Aslında çocuklar cetvelle dövüldüklerinin kötü bir şey olduğunu bilseler, müfettiş bey sorduğunda, belki de susacaklardı. Ne de olsa öğretmenlerinin kusurunun bilinmesini istemeyeceklerdi. Oysa daha acı olan dövülmeyi kanıksamışlardı. Normal görüyorlardı. O yüzden çok samimi ve içten normal bir olay gibi cevap vermişlerdi. Fakat öğretmenlerinin bu söze karışması ve beden dilinden, yanlış cevap verdiklerini anlar gibi olmuşlardı. Şaşkınlık içinde bir müfettiş beye, bir öğretmenlerine bakıyorlardı... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.