“Böyle bir sevgi görmemiştik”

A -
A +
“Yolda arkadaşlar beni teselli etti. Sabri’nin babasının konuşmasından onlar da alınmıştı...”     Öğrencim Sabri’nin yaşadığı kaza ve sonrasını anlatmaya bugün de devam ediyorum... Sabri’nin babasının bu sürpriz tepkisi bizi üzmüştü. Fakat öğretmen ve yöneticiydim. Sakin bir tavırla; Oğlunun kaza geçirdiği yerin okul dışında olduğunu ve bizim ihmalimiz olmadığını, öğretmenlik duygusu ve çocuk sevgisiyle böyle ilgilendiğimizi biraz da sitemkâr bir tavırla anlattım... Babası Celil Bey mahcup olmuştu. Ama öğretmen de olsa yabancı birinin bu derece ilgilenmesine akıl erdiremiyordu. Böyle bir ilgiyi demek ki şimdiye kadar görmemişti. Ama “geçmiş olsun” için gelen komşular bile Sabri’nin babasının bu tavrını ayıpladılar. Benim için önemli olan Sabri’nin iyi olmasıydı. “Geçmiş olsun” temennisiyle ayrıldık... Yolda öğretmen arkadaşlar beni teselli etti. Sabri’nin babasının konuşmasından onlar da alınmıştı. Birbirimize iyi akşamlar dileyerek evlerimize gittik. Ertesi sabah erkenden okula gittim. Az sonra, odamın kapısı çalındı. “Giriniz” diye seslendim. Kapı açıldığında, Sabri’nin babasını karşımda gördüm. Tebessümle yerimden kalkarak, “Hoş geldiniz, Sabri nasıl, umarım daha iyidir” dedim. Oturması için yer gösterdim. Sabri’nin babası tedirgin ve mahcuptu; “Çok iyi müdür bey, evin içinde geziyor, kapıya bırakmıyoruz şimdilik. Fakat ben çok mahcubum. Dün sizi çok kırdığımı ve üzdüğümü anladım. Cahilliğime verin ne olur” dedi ve samimi bir şekilde anlatmaya başladı: “Biz şimdiye kadar çocuklarımızı böylesine sahiplenen, onlar için kendini feda edebilen bir öğretmen görmemiştik. Bu sıkıntıya ancak suçlu birisi katlanabilir sandım. Çünkü böyle fedakârlık ve sevgi örneği hiç görmedik...” İçim rahatlamıştı. “Sabri bizim de çocuğumuz, ne yapsak azdır elbette” dedim. Sonra da “üzülme önemli olan Sabri’nin sağlığı” dedim çay ikram etmek istedim. Fakat Sabri’nin babasının çay içecek hâli yoktu. Bir an evvel okuldan ayrılmayı yeğledi ve; “Bana müsaade, tarlaya gitmem gerek müdür bey, çayı bizde içeriz Sabri’nin yanına geldiğinizde” diyerek kapıya yöneldi. Kendisini güler yüzle uğurladım. Odama döndüğümde teneffüs zili çaldı. Öğretmenlere durumu anlatarak sevinmelerini sağlamalıydım. Hepimiz çok üzülmüştük. Morale ihtiyacımız vardı zira...

          Sinan Karam

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.