Neden ikincisini seçtim?

A -
A +
“Şimdi ‘büyüyünce ne olacaksın’ diye soruluyor mu çocuklara bilmem de bizde beylik soruydu!..”   Aksekililer için de söylenir bu söz: “En zekileri ticarete atılır. İleride tüccar, girişimci, iş adamı vb. olur. Çok zeki olmayanlar da okur. Devletin vereceği aylığa talim eder.” Ben, yeteri kadar zeki ve cesur olmadığım için ikinci yolu seçtim :) Anlatayım neden ve nasıl olduğunu: Evimizin hemen önündeydi ilkokul. Üç-beş yaşındayken henüz merakla izlerdim girişleri, çıkışları, teneffüsleri, evimizin çardağından. Güzel giyinen, ince uzun boylu, saçları uzun ve taralı, ayakkabıları boyalı bir gençti İhsan Öğretmen. Köyümüzde kadın, erkek, yaşlı, genç herkes saygı gösteriyordu ona. O yokken bağırıp çağıran, itişip kakışan öğrenciler, İhsan Öğretmen’i görür görmez, her şeyden vazgeçip hazır ol duruşuna geçerlerdi... O’nun yerine koyuyordum da kendimi, çok mutlu oluyordum. Öyleyse büyüyünce öğretmen olmalıydım ben de. Ve süre sonra “Büyüyünce ben de öğretmen olacağım” demeye başladım. Büyükler, bunu bildikleri için olsa gerek, “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sorarlardı; sık sık. “Öğretmen olacağım” diyordum; gururla. İlkokul yaşım gelince ben de öğrencisiydim artık İhsan Öğretmen’in… Sınıf arkadaşlarımdan Mustafa Dönmez ve Hasan Çetinkaya, bir iki yaş büyüktü bizlerden. Şerafettin Aksoy, Saim Güngör, İbrahim Güngör ve Kemal İldeniz ile aynı yaşlardaydık. Beş yıl hep birlikte okudum, bu beş arkadaşımla. Yukarıda dediğim gibi gerçekten de onların aklında ticarete atılmak varmış demek ki. Gerçekten de, başarılı birer tüccar ve iş adamı oldu her biri. Benim yolum ise öğretmenim ve okulumuzun müdürü Enis Türköz’ün tavsiyesi ve ısrarı ile İstanbul-Çapa Eğitim Enstitüsü’ne çıktı. Yazılıyı kazanınca, sözlüye çağırdılar. Aynı yılın eylül ortalarında ilk kez gittiğim İstanbul’da, birçok köylüm gibi sınıf arkadaşım Şerafettin’le de görüştüm. Sevgili arkadaşım, Kapalıçarşı’nın Beyazıt’a açılan giriş kapısı yakınlarında işportacı idi. Yazılıyı kazandığımı öğrendikten sonra kendisini ziyaret ettiğim bir gün “Nerede kalıyorsun?” diye sordu. “Sirkeci’de bir otelde” dedim.          Dedi ki: - Bak, söylediğine göre, okulun on gün sonra açılacakmış. On gün otele niçin para ödeyeceksin? - Ne yapabilirim ki başka? DEVAMIN YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.