Biz böyle bir milletiz...

A -
A +
“ Ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve huzur versin. Milletimizin çok üstün özellikleri var”
 
Karahallı Karbasan köyünde 1983 yılında öğretmendim. Köyün iki camisinden birinde, Karahallı’nın bir başka köyünden Mehmet adında bir imam-hatip görev yapıyordu. Bu imam çok çalışkandı. Çocuklar için ayrı, tarladan gelenler için ayrı, tezgâhlarda çalışanlar için ayrı saatlerde olmak üzere her gün 3 çeşit Kur’ân kursu hizmeti veriyordu...
Köyün geçim kaynağı dokumacılık ve bağcılıktı, imam arkadaşın özverili çalışmasından memnun olan cemaat kendi aralarında toplantı yapmışlar. “Biz kendimiz bağ işleri ile uğraşıyoruz, gelen misafirimizi bağlarımıza götürüp gezdiriyoruz. Üzümünü yiyip, kalanını kurutup satıyoruz. İmam efendinin burada bağı yok. Bizler sıra ile her sene bağımızın bir kısmını imama verelim, o da bizimle birlikte çalışsın, misafirini, çoluk çocuğunu bağa gezmeye götürsün, bol bol üzüm yesin” demişler. Hemen oturup hangi yıl kim imama bağ verecek gönüllü listesi yapmışlar. Sırası gelen imamı götürüp bağdan bir bölümünü ona gösteriyor; “Hocam bu yıl burası senin. Hem bakımını yap, hem üzümünü ye, helali hoş olsun” diyorlar. İmam arkadaş da o yıl o bağı kullanıyor, üzümünü yiyor. Bu hep böyleydi. Dünyanın neresinde böyle bir iyilik var düşünemiyorum. Bu sadece bizde olur.
            ***
Yine 1989-1995 yılları arasında Belçika’nın Genk kentinde öğretmen olarak görev yaptım. Türk insanının sıcak, samimi, misafirperver özelliklerini buradaki vatandaşlarımızın içinde de yaşadım. Bunlardan önemli birini yazıyorum... Ramazan öncesi buradaki bazı vatandaşlarımız kendi aralarında toplanıp, bu çevrede oturan mülteci, işsiz, yalnız yaşayan görevliler için ramazanda her gün sırayla iftar vermeyi düşünmüşler. Caddede uygun bir dükkân kiralayıp içini donatmışlar getirip çay makinesi koymuşlar. Bizlere gelip “Sizler evlere iftara gidince yalnız olduğunuz için rahat edemiyorsunuz. Size her akşam iftar vereceğiz. İftara 5-10 dakika kala şu adrese buyurun gelin” dediler.
Her gün biri ikramda bulunacaktı. Her akşam listesini hazırlamışlardı 40-50 kişi oraya toplanıyorduk. Evlerinden tencerelerle getirdikleri yemekleri bize ikram ediyorlardı. İftarımızı yapıp namazlarımızı kılıyorduk. Arta kalanları paket yapıp “bunları da gece yersiniz” diye ellerimize tutuşturuyorlardı.
Yalnız yaşayan bu 40-50 insanımız ramazan boyunca orada iftar yapma imkânı buldu. Bunu düşünenlerden Allah razı olsun.
        Muzaffer Atila-Emekli Öğretmen/Banaz
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.