Bir nazlı kız; Tülin...

A -
A +
Evde dualar ediyorum, karşı teyze dalga geçiyor benimle, “uçacak mısın?” diye...
 
İyi de kim bu Tülin?
İstanbul'un lüks semtlerinden birinde nazlı nazlı büyütüldüm. “Sakın üstünü kirletme oynarken” diye diye büyütüldüm.
Dışarıda ağzını açamaz oynarken evde kardeşinin cılkını çıkarırdım.
Böyle el üstünde büyürken gel zaman git zaman lise bittikten sonra çalışma isteği başladı.
Açık öğretimi tercih ettim. Hem iş hem kariyer yapacaktım.
Babam izin verir mi vermez tabii. Durumumuz çok iyi. Ama bir hafta salya sümük ağladım “çalışacağım” diye. Annem kıyamadı tabii prensesine… Uzun uzun konuşmalar sonucu ikna oldu. Ama babam götürecekti işe.
Eyvah millet gülerdi bana. Her şeye rağmen göze aldım. Ünlü bir firmada tezgâhtarlık buldum. Babam marka arabayla getiriyor, millet bakıyor tuhaf. Ama sabrettim bir müddet… Baktım burada kariyer şansım yok çıktım işten.
Kurtluyum ya evde durur muyum, gazete ilanlarından kariyer yapabileceğim bir iş aramaya başladım. Ama yok işte yok…
Evde okuyup dualar ediyorum, karşı teyze dalga geçiyor benimle, “uçacak mısın?” diye…
Aldırış etmeden sabrederek aramaya devam ettim. Çok şükür bir halkla ilişkiler firmasında iş buldum. Müracaat formumda vasıfları uyan sekiz kişiden birisi de ben olmuştum.
Bir inşaat firmasının tanıtımında görev alacaktım. Reklamlarda da görselim kullanılacaktı. Gazetelere reklam veriliyordu. Sayfalarda ben çıkacaktım. Nasıl seviniyordum.
Bir hafta on gün sormayın havamı… Akşamları da İngilizce kursuna gidiyordum iş çıkışı.
Kariyer yapıp sonra evlenecektim. Sen öyle san... Almanya’dan bir de… Hem de görücü usulü…
“Nasıl? Olamaz! Bu ne böyle?” desem de...
Benim kuzenlerimin beraber büyüdüğü ailecek birbirlerini iyi tanıyan komşularıydı. Resmimi görüp beğeniyor. Müslüman olmayı kabul ediyor. Hiç güzel de çıkmamışım hâlbuki!..
Neyse bunlar geldi. Çocuk çok efendi. Yüzüme dahi bakmadı. Allah Allah her şeyi doğru söylüyor. Palavra atmıyor kafadan, “şöyle olacak böyle olacak” diye.
Bildiğin garibanın teki... “Tek odalı evde yaşıyorum borcum bitince evi değiştiririz” diyor. “Ben asla böyle annenler gibi imkân veremem sana.”
Dedim ki, “Tülin bu seni mutlu eder.” Yine de bakalım, ülkemden ayrılmam, çünkü gurbet bilinmez bir meçhul… Sen işe gidince ben evde tek başıma ne yaparım?
Bu cevabım üzerine çok ağladı. Kuzenler de “saçmalama öyle olsa biz neyiz?” falan filan” dedi.
Neyse ikna oldum. Nişan yapıldı evde. Ama benden bir isteği var ki enteresan!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.