Nişan günü damat ortadan kayboldu!..

A -
A +
“Meğer, bize gelirken o cipi vererek yollayan da o amiri durumundaki adammış!..”
 
 
Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum. Her şeyi açık açık konuştum:
"Bak oğlum! Kızımın ilk evliliği hiç iyi olmadı. Bu evliliğin de öyle olmasını istemiyorum" dediğimde "Onu mutlu etmek için elimden geleni yapacağım" dedi.
Hadi bakalım diyerek nişan gününü kararlaştırdık. Çıkıp gitti. O gittikten sonra kızım dedi ki: "Nasıl baba? Beğendin mi?"
Cevabımı hiç esirgemedim:
-Kızım bu adam, tepeden tırnağa kadar sahtekâr. Çok yalan söylüyor. Ama sen çok ısrar ettiğin için bir şey diyemedim. Dilerim bir hata yapmıyorsundur...
-Babacığım, sen hiç kimseyi kolay kolay beğenmezsin ama göreceksin bu öyle biri olmayacak.
Kızımı işten çıkarmıştım. Ama sözlüsüyle her Allah’ın günü telefonlaşıyorlar veya akşamları geliyor geç saatlere kadar oturuyor, sohbet ediyorduk. Hanım güzel güzel yemekler hazırlıyor, kekler pastalar ikram ediyorduk... Damadımız olacak adam yapılan izzet ve ikramlardan gayet memnun yiyip içip gidiyordu...
Nihayet nişan yapılacağı günde bu esrarengiz damat adayı ortadan kayboluverdi. Ben, daha evvel bu adamın çalıştığı iş yerine gitmiş amirine "nasıl birisi?" diye sormuştum. Çok iyi biri demişti. Meğer o da aynı memlekettenmiş. Bize gelirken o cipi vererek yollayan da o amiri durumundaki adammış. Bunları sonradan öğrendim...
Damadın nişan günü ortadan kaybolmasına bizden çok kızımız şaşırmıştı. Kızımla birlikte bir gün sonra iş yerine gittik. Çünkü bize çok çirkin bir oyun oynamıştı. Bunun sebebini de bilmek hakkımızdı...
İş yerinde “ha şimdi gelecek, ha şimdi gelir” diye dört saat ağaç olduk. Artık öfkeden amire gidip şikâyet edecekken ortaya çıktı.
Benim arabaya kızımla birlikte giderek bir saat kadar baş başa konuştular... Kızıma, resmini ondan geri almasını söylemiştim. Bunun üzerine damat adayı resmi getirmek üzere şantiyeye gitti... O resim almaya şantiyeye gitmişken “kızıma nişan günü neden gelmemiş sordun mu?” dedim.
“Baba bu herif deli midir nedir? Bunalım geçirdiğini söylüyor. 'Seni mutlu edememekten korkuyorum' diyor ve zaman istiyor" dedi.
“Vazgeç kızım. İyi ki bu iş baştan bozuldu. Ben bu işe sevindim... Resmi alıp gidelim” dedim. Damat adayı resmi getirdiğinde öfkeyle dört beş parçaya bölüp suratına fırlattım. Öfkeden ağzıma ne geldiyse saydım... Sinirlenmiştim… Hayret ki, iki elini karşımda birleştirerek "teşekkür ederim" dedi. Hırsımdan yüzüne tükürdüm. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.