Gol olmasa da...

Bu köşenin okuyucuları aynı zamanda sporla ne kadar ilgilenirler bilemiyorum. Ama eminim ki en az bilen yine de futbolda birkaç takım biliyor, ya da Avrupa'da bir takımımız galip geldiğinde yapılan kutlama şölenlerinden haberdar oluyordur. Futbolun bu fanatik çehresinin yanında bir de dile getirilmeyen gariplikleri var ki, iyi bir gözlemci ve usta kalemiyle spor müdürümüz sayın Sadık Söztutan bu gariplikleri gazetede zaman içerisinde bir dantel gibi işledi haftalarca. Hatırlarsınız bu hikayelerini "Ben senin serinde olsaydım bunları kitap yapardım" adında yayınlamıştı. Şimdi bu güzel hikayelerin devamını yine şık bir kitap ismiyle okuyucularına sunuyor: "Gol olmasa da hareket güzeldi" Biz de bu güzel kitaptan güzel iki hikaye sunuyoruz: Yak bir cigara! "Kusura bakmayın hocam... (Zaten adını da vermeyeceğim) *** Zaman zaman televizyonlarda "ülke ve vatandaş yararına" bazı reklam bantları yayınlanır. "Bir dakika" ya da "Püf noktası" gibi isimlerle... Hani " Önce alış veriş, sonra fiş" gibilerinden... "İçinizdeki trafik canavarını durdurun!" filan... "Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık." "Fener'i zevk edindim, bende neşe ne arar?" (Yo yo, bu biraz abartma oldu.) Neyse... Bu DİKKAT filmlerinin bir de "sigaracası" var. *** Kamera, ünlü teknik direktörümüzü, şık kıyafetiyle yeşil sahanın ortasında "görür" Hocamız tebessümle uyarısını yapar: "Gençler! Yarınlar sizin... Sigaradan uzak durun!" E, güzel!.. *** Güzel de... Tereddütsüz söylüyorum; doğduğum günden bugüne kadar kaç tane insan tanıdıysam, içlerinde en fazla sigara içeni işte bu ünlü teknik direktörümüzdür! Yani, "Gençler, sigaradan uzak durun!" diyen... Buyur, burdan yak! Yazar ve hayranı -Aloo? -Buyurun, -(.....) Beyle görüşmek istiyorum. -Kim arıyor? -Ben Gizem. (.....) Beyin hayranıyım. Yazılarını çok beğeniyorum. Kendisini verebilir misiniz? -Şu an burada yok ne yazık ki... *** -Aloo? -Efendim? -(.....) Beyi aramıştım? -Kimsiniz? -Gizem... N'olur kendisiyle konuşmak istiyorum. Onu çok seviyorum. -Üzgünüm ara sıra geliyor... *** Bu diyalog günlerce böyle sürüp gitti. Bayan okur, hayranı olduğu spor yazarıyla bir türlü konuşamadı. Daha doğrusu, konuşamadığını sandı, çünkü bütün bu konuşmaları, hayranı olduğu spor yazarı (.....) Bey'le yapmıştı.