Ekmekte tuz azaltımı tansiyonu düşürür…

A -
A +

Sevgili okuyucularımız, birkaç yazımızda değindiğimiz Hipertansiyon konusunu tedaviyle noktalıyoruz. Hayat tarzı değişikliği, kan basıncı yüksekliğini kontrol etmenin yanı sıra rahatsızlığın önlenmesinde de oldukça yarar sağlar. Hastalar ilaç dışı tedavi konusunda mutlaka bilgilendirilmelidir. Hipertansiyon öncesi dönemdeki hastalarda, hayat tarzı değişiklikleri ile hipertansiyonun ortaya çıkması önlenebilir veya geciktirilebilir. Şişmanlık, şeker hastalığı (diyabetes mellitus) veya kan yağları yüksekliği (hiperlipidemisi) olan hastalarda hayat tarzı değişikliklerinin önemi daha da fazladır. Yaşama düzeninin değiştirilmesi hipertansiyonu tek başına kontrol edebileceği gibi ilaç gereken durumlarda dozunun azaltılmasına da imkan sağlar.

TUZ TÜKETİMİ MUTLAKA SINIRLANDIRILMALI!Hipertansif hastalarda tuz tüketiminin kontrol altına alınması çok önemlidir. Toplumumuzda tuz tüketimi ve kan basıncı ilişkisini araştıran bir çalışmaya (SALTurk, 2008) göre, günde ortalama 18 gram tuz tüketimiyle dünya rekoru kırmışız! Tuz, başta hipertansiyon olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkartır. Günlük beslenmede başlıca tuz alım kaynakları: > Beyaz peynir> Salça> Turşu,> Zeytin,> Erişte,> Ayçiçeği çekirdeği> Yemeğe tadına bakmadan tuz atmak Sadece beyaz ekmekle günde ortalama 7.2 gr tuz alınırken 1 Temmuz'da itibaren Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığımızın çok yerinde uygulamasıyla ekmekte tuz miktarı hipertansiyonu önlemek ve tedavi etmek için müsaade edilen 3-4 grama düşürülmüştür. Araştırmalar, çok tuz tükettiğimizi ve ekmeğin tuz tüketiminde önemli bir rolü olduğunu göstermektedir. Ekmek, toplumumuzda önemli bir besin kaynağı olduğundan ekmek içerisindeki tuz miktarının azaltılması takdire şayan son derece faydalı girişim olmuştur. Ekmekte tuzun azaltılması, ülkemizde hipertansiyonun önlenmesi ve tedavi edilmesi için çok önemli toplum sağlığı koruma yöntemidir.
Hayat tarzının değiştirilmesi için neler yapılmalıdır?> Tuz alımının kısıtlanması
> Kişinin ideal kilosuna inmesi> Hareketli bir hayat düzenini benimsemesi, fiziki aktivitenin artırılması> Sigara ve alkolün terk edilmesi> Beslenme düzeninin yeniden ayarlanması (sebze ağırlıklı ve mevsim meyvelerinden makul miktarda beslenme, doymuş yağların azaltılması)


Eğitim şart!
Tedavide eşlik eden risk faktörleri öncelikli hedef olmalıdır. Hipertansiyon tedavisinde temel amaç organ hasarını önleyerek sakatlıkların ve ölüm oranının azaltılmasıdır. Hipertansiyon tedavisinde de kalıcı ve esas başarı hasta eğitimiyle mümkündür. Hipertansiyon tedavisinde öncelikle mevcut olan kalp-damar risk faktörleri ve hedef organ hasarlarına odaklanarak hedef kan basıncı olan sistolik (büyük) tansiyon 140 mm Hg ve diyastolik (küçük) tansiyon 90 mm Hg'nın altına indirilmelidir. Kronik böbrek hastalığı ve şeker hastalığında ise hedef tansiyon 130/80 mm Hg'nın altı olmalıdır.Sekonder hipertansiyon olan hastalarda altta yatan hastalık tedavi edilmelidir. Hipertansiyonun sebebi bulunamaz ise kan basıncı, mutlaka hastaların hayat tarzı değiştirilerek veya ilaçla düşürülmelidir. Hastalar hipertansiyon hastalığı ve tedavisi konusunda ihmal gösterilmeksizin eğitilmelidir. Hastalığı konusunda bilgi sahibi olmayan ve tedaviye ikna olmamış bir hastanın tedavisi başarısız olduğundan hekimin hastaya zaman ayırıp hipertansiyon hakkında detaylı bilgilendirmesi gerek hasta gerek hekim için son derece faydalıdır. Yüksek kan basınçlı hastalar hipertansiyonlarının farkında oldukları için sevinmelidirler. Hipertansiyon tedavisinde temel amaç; kalıcı hasar ve ölüm riskini azaltmak, hastanın kendini daha iyi hissetmesini sağlamaktır.

Hastalara moral verilmeli
Yüksek tansiyon hastalarını tedaviye ikna etmek için şu yollara başvurulabilir:
> Hipertansiyonun, ciddi ama tedavi edilebilir önemli bir hastalık olduğu anlatılmalı> Çok az istisna dışında ömür boyu devam eden hastalık olduğundan tedavisi genellikle ömür boyu süreceği, ilaç bitince antihipertansif tedavinin sona ermeyeceği özellikle belirtilmelidir> Hipertansiyon tedavi edilmezse kalp, beyin, böbrek ve gözde istenmeyen sonuçlara yol açabileceği ısrarla altı çizilerek söylenmelidir> Tedavide amaç, sadece kan basıncı yükseldiğinde ortaya çıkan baş ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı gibi şikayetleri gidermek değil, aynı zamanda hedef organ hasarlarını önleyerek veya azaltarak kalp-damar hastalıkları ve bunlara bağlı ölüm oranlarını azaltmak olduğu unutulmamalıdır> Kan basıncı kontrol altına alınıp normal seviyelerde seyretmeye başlayınca ve şikayetler ortadan kalkınca antihipertansif tedavi kesinlikle kesilmemelidir>   "Vücut ilaca alışır, ilaç yan etki ve bağımlılık yapar" gibi düşünceler; detaylı bilgilendirmelerle ikna edilip ortadan kaldırılmalı> Hastaya en büyük zararı, tedavisiz hipertansiyonun vereceği anlatılmalı> Tuzsuz diyet ve hareketli bir hayat tarzı benimsenmezse ilaçların da etkisiz olacağı hatırlatılmalı> Kalıcı ve etkili hipertansiyon tedavisinin ancak sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisi ile mümkün olduğu anlatılmalı


MS hastaları da oruçlarını tutabilir
> Rumuz Seda A.                                 MS hastasının sağlık açısından oruç tutup tutmamasındaki durumunu bilgilendirirseniz çok memnun olurum. CEVAP: Kıymetli kardeşim, 11 ayın sultanı mübarek Ramazan-ı Şerif ayını bu geceden itibaren idrak edeceğiz inşallah. Yüce Rabbim, dünyanın çeşitli bölgelerinde zulüm gören, küffara karşı mücadele eden Müslüman kardeşlerimize hayırlar, zaferler ve huzur getirmesini nasip buyursun. Bu ayın en büyük hususiyeti ve Rıza-i ilahinin kazanıldığı rahmet ayının bizlere en güzel hediyesi olan oruç;> İnsanoğlunun vücudundaki tüm organları yeniler> Kişinin ruh yapısını son derece düzeltip güçlendirmesiyle kişiyi daha aktif ve dinamik hale getirir> Birçok hastalıkta perhiz yerine geçerek, aynı zamanda şifa kaynağı vesilesidir.Müslüman veya inanca saygılı hekim denetimi altına aşağıdaki hastaların tıbben oruç tutması mahzurlu olabilir:> Günde 3- 4 defa insülin alma ihtiyacı duyulan şeker hastaları,> Ağır enfeksiyon hastaları,> İleri evre kanser hastaları> Aşırı yaşlılar> Durumu kritik riskli hamilelerBunlar dışında günümüzde gelişmiş ilaç teknolojileri sayesinde 24 saat etkili ilaçlarla hemen hemen herkes oruç tutabilir. Bu gerçeklerden hareketle Multibl Skleroz (MS) hastaları da çok rahatlıkla oruçlarını tutabilirler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.